Sayılı günler çabuk geçer der büyüklerimiz. İlk teravih, ilk sahur, ilk iftar derken Kadir Gecesi’ni dahi huşu içerisinde geçirdik inşallah. Ne kaldı geriye, Ramazan’dan üç gün oruç, arife ve bayram namazı saatleri ve yeni tip bayramlar.
Mevsim şartları esas alındığında havalar oruç tutmak için fevkalade müsait olmasına rağmen memleket insanı sanki pek de önemsememiş gibi. Camilerin vakit ve teravih namazlarını orta yaşın üzerindekilere bıraktık. Cuma namazları şimdilik çok az genç, orta yaş ve üstü ile gidiyor bakalım. Yüz binlerin imam hatip olarak görev yaptığı bir Müslüman ülkesinde camilerin tam dolmaması hatta istenen düzeyde dolmaması masaya yatırılmalı. Camilerin fiziki düzenlemeleri yanında çocukluktan, gençlikten başlamak üzere cemaat bilinci aşılanmalı. Farklı metot ve yöntemler geliştirilerek camiler ibadet evleri statüsüne kavuşmalı.
Aylar hafta oldu, haftalar gün diyoruz ya doğru galiba. Mübarek ay, bitme aşamasına geldi. Ancak sivil toplum örgütlerinde, çarşıda, pazarda, tezgâhta, şehrin kaldırımlarında ve ailelerde bir Ramazan havasını göremedik maalesef. Hep tekrar eder dururuz. Konyalı hemşehrimiz Ramazan’ın havasına girdi mi alacağını da istemez, borcunu da pek ödemez. Vücudu rölantiye aldığı gibi kendini de zihnini de rölantiye alır.
Gelirleri biraz daha yerinde olan hemşehrilerimiz davetlerini toplu olarak düğün salonlarında yapıyorlar. Davetlilerinizin sayısı kadar masa ayırıyorlar. Bir düğün salonu düşünün bin 500, 2 bin davetli........

© Yeni Meram