menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Manevi inkılab için Oruç

9 0
03.03.2025


On bir ayın sultanı Ramazan rahmeti, bereketi ve mağfireti ile gelerek manevi atmosferi ile gönülleri rahatlatmakta, kardeşlik ve yardımlaşma duygularını zirveye çıkarmaktadır.
Ramazan, yaz mevsimi sonunda yeryüzünü tozdan temizleyen güz yağmuru (ramza) gibi günahları yıkayıp kalplerini kir ve pastan arındıran bir bereket ayıdır. Güneşin şiddetli hararetinden neredeyse kor haline gelen (ramaz) taşlar üzerinde yalın ayak yürüyerek yanmaya eş, orucun açlık ve susuzluk hararetiyle günahları yakıp yok eden bir imtihan ayıdır.
On iki ay içinde, Kur’an-ı Kerim’de adı anılan tek ay, Ramazan ayıdır. Allah (cc) buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.
Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara, 2/183- 184)
“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara, 2/185)
Kur’an’da oruç tutan erkeklerden bahsedilirken “saihun” kadınlardan bahsedilirken “saihat” sıfatının kullanılmış olması da orucun hedefiyle ilgilidir. “seyahat eden” anlamına gelen bu kelimeler, söz konusu manevi, ahlaki yolculuğun; arınma sürecinin bir gereği olarak anlam kazanmaktadır. “Oruç tutanlar” şeklinde tercüme edilen “es-Sâihûn” kelimesi, “(Allah yolunda) seyahat edenler” şeklinde de tercüme edilebilir.
Allah Teala gerçek mümin olabilmenin ve cennet müjdelerine nail olabilmenin şartlarını bildirdiği ayette şöyle buyurur:
“(Bu alışverişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler (övenler), (Allah yolunda) seyahat edenler (oruç tutanlar), rükû ve secde edenler, iyiliği emredip (öğütleyip) kötülükten engelleyen (sakındıran)lar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlardır. (İşte bu) müminleri müjdele!.” (Tevbe 112)
“Mümin sıfatını alabilmek için demek ki bu dokuz özelliğe sahip olmak gerekmektedir. Başka bir ifadeyle söylersek, mümin olabilmek için inancın ispatlanması, salih amellerle desteklenmesi gerekmektedir.

Adına salih amel denilen eylemlerin sahipleri ancak mümin sıfatını kazanabilir. Zira salih amellerle........

© Yeni Meram