Kulluk Bilinci: Rükû
Sözlükte “eğilmek” anlamına gelen rükû‘ kelimesi, fıkıh terimi olarak namazda kıraatin tamamlanmasından sonra baş ve sırt düz bir yüzey oluşturacak ve eller dizlere ulaşacak biçimde öne doğru eğilmeyi ifade eder.
Namaz kılan kişi, kıyamdan sonra tekbir getirerek rükûa gider. Rükû, Allah’ın azameti ve celâli karşısında kulun acizliğini ifade eder. Aczini idrak eden kul, Yüce Yaratıcısı huzurunda başka hiçbir varlığın önünde eğilmeyeceği şekilde eğilir.
Kur’an-ı Kerimde rükû’nun nasıl yapılacağı ile ilgili bir detay yoktur. İbadetlerin yerine getirilmesindeki ayrıntıları peygamber efendimizin uygulamalarından öğreniyoruz. “O hâlde, O Yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).” (Vâkıa, 56/74) âyeti gereğince rükûda, “Sübhâne Rabbiye’l-azîm. (Rabbim! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.)” denilmesini tavsiye etmiştir.
Beş vakit namazını kılan bir kişi Rükûda günde en az 120 defa peygamber efendimizin öğrettiği “Sübhâne Rabbiye’l-azîm (Rabbim! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.)” sözleri ile en az üç defa tesbihatta bulunur.
Hz. Aişe (ra) validemizin anlattığına göre Peygamber efendimiz kıyamda o kadar çok dururdu ki rükûa........
© Yeni Meram
