Çoğu gazeteci, Kodak'ı hatırlayacaktır. Benim çocukluk yaşlarımda kullandığım filmli Kodak marka makineler adeta bir servet değerinde idi. Kodak makinelerde çekilen fotoğrafın her biri çok kıymetli idi. Çünkü filmin yanması durumunda hem fotoğraf düzgün çıkmayacak hem de çekim sayısında bir azalma yaşanacağından günün sonunda fotoğrafçının yanına gitmek zorunlu hale gelecekti. Çok değil 1997 yılında herkesin elinde Kodak makineleri vardı ve fotoğraf denince akla Kodak geliyordu. 1997'de Kodak, dünya çapında 160.000 çalışanı ile büyük bir şirkettir ve fotoğrafçılığın �'ini Kodak kameralarıyla çekiliyordu. Ancak süreç içerisinde çıkan kameralı telefonlarla Kodak birden bire gözden düştü ve tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Teknolojinin bu kadar hızla ilerlediği zamanın ve mekanın adeta bir su gibi geçip gittiği çağımızda her şey hıza dönüştü. Bundan gazetecilikte nasibini aldı. Tabi basılı gazeteler son demlerini yaşarken dijital basında basın piyasasına yeni aktörler girdi. Bu durum yeni kurumların basın sektörüne girerek basında yeni bir çağın başlamasına yol açarken basın kuruluşlarından ziyade gazetecileri ön plana çıkaran bir sürece evrildi gazetecilik.
Önümüzdeki süreçte birçok marka gibi birçok meslekte yok olma safhasına giriyor.........

© Yeni Meram