Mavi Ufukların Kıyısında
İtalya’nın güneyinde, Sorrento Yarımadası’nın sarp kıyılarına kurulmuş Amalfi, ilk bakışta kartpostaldan fırlamış gibi görünen atmosferiyle ziyaretçilerini büyüleyen bir sahil kasabası.
Kıyıya doğru uzanan rengârenk evleri, yamaçlardan ince ince süzülen yeşil dokusu ve Akdeniz’in göz kamaştırıcı maviliği arasında Amalfi, yalnızca bir tatil rotası değil; aynı zamanda tarih, kültür ve doğal güzelliğin harmanlandığı eşsiz bir durak.
***
Amalfi’ye bu ziyaretimizde deniz yoluyla ulaştık. Ancak dilerseniz Sorrento’dan kara yoluyla da buraya gelebilirsiniz.
Amalfi’ye giden yol, başlı başına unutulmaz bir deneyim sağlıyor.
Kayalık kıyılara oyulmuş Amalfi Sahil Yolu’nda ilerlerken bir yanda uçurumların heybeti, diğer yanda masmavi denizin sonsuzluğu eşlik ettiğini, daha önceki seyahatimde deneyimlemiştim.
Kıvrıla kıvrıla ilerleyen yol boyunca her köşe, insanın durup fotoğraf çekmek isteyeceği bir manzara sunar.
Rüzgârın denizden taşıdığı iyot kokusu, hızla geçen limon ağaçlarının narenciye tazeliği ile birleşerek yolculuğa bile kendi başına bir tat yükler.
***
Amalfi, Orta Çağ’da Akdeniz’in en güçlü denizci cumhuriyetlerinden biriydi. Bugün küçük ve sakin görünen kasaba, bir zamanlar Venedik ve Pisa ile rekabet eden canlı bir ticaret merkeziydi.
Kasabanın merkezindeki Sant’Andrea Katedrali, Amalfi’nin bu görkemli geçmişinin sessiz anlatıcısı.
Arap-Norman mimarisinin izlerini taşıyan katedral, merdivenlerinden çıkarken insana hem kasabanın kalbini hem de tarihini hissettirir.
Bronz kapıları, Bizans mozaikleri ve ferah avlusu ile katedral, Amalfi’nin ruhunu anlamak için mutlaka görülmesi gereken yapılardan biridir.
***
Amalfi’nin dar sokaklarına adım attığınızda, kasabanın yaşayan bir kartpostal olmasının sebebi hemen anlaşılır. Beyaz boyalı evlerin arasına gizlenmiş küçük pastaneler, taze deniz ürünleri sunan........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein