menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türk Tarafının Kıbrıs Politikası: Mesarya Ovasında Tek Başına Islık Çalmak!

5 0
03.11.2024

Cumhurbaşkanı Hristodoulidis’in Washington ziyaretinin önemini doğru anlamak gerekiyor. Bazıları, Biden “topal ördek” olduğu için, yani cumhurbaşkanlığını terk etmeye hazırlandığı bir dönemde gerçekleştiği için ziyaretin pek bir anlamı olmadığını söylüyor.

Fakat, bu yorumlar yüzeysel olduğu kadar yanıltıcıdır da...

Gerçek şudur ki, bu ziyaret Kıbrıs-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfanın açıldığını tescil etmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti artık ABD’nin stratejik ortağıdır ve süratle, “NATO-dışı-büyük stratejik-ortak” kategorisine dahil olmaya hazırlanıyor. Bu kategoride, İsrail ve Suudi Arabistan gibi ABD’nin çok önemli müttefikleri yer alıyor.

Bu noktaya nasıl gelindiğini ve bunun Kıbrıs Sorununa olası yansımalarını aşağıda ele alacağız. Fakat önce Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanlarının ABD’ye yaptığı iki resmi ziyarete kısaca değinelim ki, aradaki farkı daha iyi anlayabilelim.

İlk ziyareti 1962 yılında Başpiskopos Makarios gerçekleştirdi. John F. Kennedy’nin davetlisi olarak Washington’da temaslarda bulunan cumhurbaşkanının ziyareti iyi geçmedi. Makarios’un o dönemde Batı’ya karşı mesafeli olması ve Bağlantısızlar Hareketi’ne yönelmesi, ABD’nin çıkarlarına tersti. Daha sonra Makarios’un Sovyetler Birliği’ne yakınlaşması ve 1964 yılında Sam füzeleri alması ABD tarafından hiç hoş karşılanmadı. Nitekim, ABD-Kıbrıs ilişiklerine uzun bir süre gerginlik ve güvensizlik damgasını vurdu.

Son ziyareti tam 28 yıl önce Glafkos Kliridis gerçekleştirdi. Bu ziyaret de kalıcı sonuçlar doğurmadı. Kliridis’in Washington ziyaretinden kısa bir süre sonra Rusya’dan S 300 füzeleri almaya kalkışması ciddi bir krize yol açtı.

Kısacası, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eskiden Bağlantısızlar Hareketi içinde yer alması, yakın zamanlara kadar da “biraz Batı, biraz Rusya” anlayışıyla hareket etmesi ve bu süre içinde Türkiye’nin Batı’nın sadık müttefiki olması, Washington’un Kıbrıs’a şüpheyle bakmasına yol açıyordu.

İşte Hristodoulidis’in ABD ziyareti, bu dönemin temelli olarak kapandığını ve iki ülke arasında artık yeni bir sayfanın açıldığını simgeliyor.

Birinci Dönüm Noktası

Bu noktaya bir günde gelinmedi. Farklı aşamalardan geçildi. En önemli dönüm noktalarından biri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İsrail ile kurduğu ilişkiler oldu. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin 2008-9 Gazze savaşı nedeniyle kötüleşmesi, 2009’da Davos’ta yaşanan “One Minute” gerilimi ve ardından da Mavi Marmara krizi (2010), iki ülkenin arasının iyice açılmasına yol açtı.

Bu arada, İsrail geniş bir doğal gaz havzası olan “Leviathan Gaz Alanını” keşfetti ve ani bir dönüş yaparak Kıbrıs ile işbirliğine yöneldi.

Kıbrıs-İsrail yakınlaşması böyle bir ortamda başladı. 2012 yılında cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas İsrail’e davet edildi ve işbirliği konusunda nabız yoklaması yapıldı. İsrail’in işbirliğine dönük gösterdiği kuvvetli istek, Hristofyas hükümetinde şaşkınlık yaratmıştı.

Belirtmekte yarar var, o dönemde yapılan bütün girişimlere rağmen Türkiye-İsrail ilişkileri bir türlü yumuşamıyordu...

Hristofyas’ın Tel Aviv’i ziyaretinden üç yıl sonra başbakan Netanyahu Kıbrıs’ı ziyaret etti. 30 Temmuz 2015 yılında gerçekleştirilen bu resmi ziyaret, Kıbrıs-İsrail ilişkilerinde tam bir dönüm noktası oldu.

Türkiye’nin giderek Batı’dan uzaklaştığı bir dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti İsrail ile yakın işbirliğine yönelirken, Yunanistan da ABD ile daha derin bir işbirliği için kolları sıvamıştı.

2016 yılında cumhurbaşkanlığına aday olan Donald Trump’ın ekibinde yer alan Yunan asıllı George Papadopoullos bu konuda önemli bir rol oynayacaktı. Papadopoullos, amacının, “Türk-İsrail ilişkilerinin çökmesinden sonra, Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail arasında sıkı bir işbirliği kurmak” olduğunu söylüyordu. Bu fikri hayata geçirmek için 2016 yılında Yunanistan’ı ziyaret etti ve Yunan savunma bakanı Kamenos ile bir araya geldi.

Kamenos görüşmede, ABD’in İncirlik üssündeki nükleer silahlarını Yunanistan’a (Suda körfezine) taşımasından büyük memnuniyet duyacağını söyleyerek Yunanistan’ın ABD ile daha yakın işbirliğine hazır olduğunu vurguladı.

Gerçekten de solcu Aleksis Tsipras’ın başbakanlığı döneminde Yunanistan ile........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play