Cenevre’nin Kıbrıs değil Türkiye için anlamı var
Bir Kıbrıs toplantısı daha sona erdi...
Garantör ülkelerle iki tarafın liderleri Cenevre’de Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde bir araya geldiler ve beklenildiği gibi, suya sabuna dokunmadan, sorunun çözümünü konuşmadan Temmuz ayında yeniden buluşmaya karar verdiler.
Belli ki, bu türden toplantılar daha çok yapılacak...
“Geçit noktalarının açılması, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu gibi konuları konuşmak için Cenevre’ye gitmeye gerek var mıydı” türünden sorular sormayınısz lütfen.
Ya da, düne kadar iki toplum arasında yakınlaşma sağlanması için çaba harcayanlara “vatan haini” muamelesi yapanların şimdi “işbirliği kültüründen” söz etmelerinin tuhaf olduğunu söylemeyin.
Ne de, BM Genel Sekreteri’nin, bir bebek emeklemesi sayılabilecek Cenevre Toplantısını “önemli bir adım” olarak göstermesine şaşınız...
Çünkü bütün bunların bir anlamı vardır...
Gelgelelim, bu anlamın kapsadığı alanda çözüme ve Kıbrıslı Türklerin beklentilerine dönük bir şey yoktur. Fakat Türkiye için vardır...
Cenevre’de yapılan toplantının Türkiye’nin girişimiyle olmasa bile, rızasıyla gerçekleştirildiğine kuşku yoktur. Ersin Tatar’a, toplantıya katılmayı ve toplantı ortamında uluorta iki-devletli çözümden bahsetmemeyi........
© Yeni Düzen
