Savaştan intikam almanın yolu barışla kucaklaşmaktır
Her Cumartesi (ender olarak başka bir gün) Yenidüzen yazımı yazmak için ekran başına oturduğumda bir boşluğa düşüyorum öncelikle. Zihnim ilk cümleyi aramaya başlıyor. O ilk cümle öylesine önemli ki. Bütün haftanın yoğunluğundan, kendi iç serüvenimden, örselenmiş ruhumdan, bellekle diyaloğumdan, sessizliğe ulaşmış derinliklerimden devşireceğim bir ilk cümle aslında aradığım. Robotların, yapay zekanın bir takım tuhaf metinler yazdığı bu dünyada kayıp bir ruh gibi artık yazar. Değişim ve dönüşümü yakalamaya çalışırken başkalaşan anlamların peşindeki yorgun gezgin, derinlere dalmaktayken hayatın acelesine elini kaptıran, büyüyen gölgelerin yanılsamasında bir hakikat arayıcısı.
Sayısız imge ve sözcüğün bombardımanı altında geçen günler farklı bir atmosfer farklı bir ritim oluşturuvermiş. Kimi zaman belirgin, kimi zaman da inceden kendini hissettiren bir değişim bu. Ama kaçınılmaz bir değişim.
Değişim ve dönüşüm her zaman en önemli kuralı olmuş yaşamın. Değişmeyen tek şey değişim de diyemiyoruz, o bile eski değişim değil, çok daha karmaşık, çok daha hızlı. Hele de pek çok dönemsel yaşantıyı deneyimlemiş kuşağım için.
Eski ezberler kapıyı çalsalar da köprülerin altından geçen sular, bardak olmuş eski çamlar bizi şaşırtıcı yeninin yörüngesine çekip tökezletiyor.
Değişimler olumluya doğru bile olsa tedirgin edici, ürkütücü olmuş insan ruhu için. Önce........
© Yeni Düzen
