İyilik mıknatısı
Damgalanmak, markalanmak eskiden de yaygın bir pratikti. Küçük kasabalarında küçük bir hatadan, kimi zaman yanlış anlaşılmadan, kimi kez düpedüz iftirayla, kimi zaman da verili ahlakın dışına çıkmaktan ötürü damgalanan insanlar vardı. Bu bilgi ve dedikodu yalnızca kasaba sınırları içinde dolanırdı ama. Fail ya da kurbanın kasabayı terk etme şansı vardı. Başka bir şehre, başka bir ülkeye göçüp yeni bir hayat kurabilirdi. Şimdilerde bütün bir dünya öğreniyor bunu. Uzay yolculuğu ise henüz mümkün değil.
Çocukluğumda kulaktan kulağa yayılan hikayeler vardı. Kocasını aldatan kadınlar (erkeklerinki pek önemli sayılmazdı), donunun içinde gümrükten altın kaçıran nineler, diasporadaki biriyle evlenmek üzere giden ve fotoğrafındaki kadar güzel olmadığı için ta Avustralya’dan geri gönderilen kadın, güzel kızlarına kürtaj yapan jinekolog, çay partisi yaptıkları mekânın bahçesinde prezervatif bulunan gençler ve daha niceleri. Şimdilerde bazıları hafif hatta komik görünüyor ama o dönem için hayat karartan meselelerdi bunlar. Sosyal Medya üzerinden olanlar için en azından bir savunma hakkı var. O dönemin kapalı, küçük toplumunda bazı hayatların kararması demekti bu.
Çocukluğumda izlediğim bu acımasızlık, empati eksikliği, intikamcı hodkâmlık epey örselemiştir ruhumu. Çocuklar çok şeyi duyar ve anlar çünkü.
Sonraları da bana anlatılmış ve kimseyle........
© Yeni Düzen
