menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABAD kararlarında başörtüsü yasağına yaklaşım

6 0
06.04.2025

Yenidüzen gazetesindeki ilk yazımda, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) işyerinde başörtüsünün yasaklanmasına ilişkin verdiği bir kararı (C-148/22, Commune d’Ans) ele almıştım. Bu yazımda ise, ABAD’ın başörtüsüyle ilgili olarak verdiği ve arasında Commune d’Ans kararının da olduğu bazı önemli kararlara kısaca göz atarak, Divan’ın bu konudaki genel yaklaşımını değerlendirmeye çalışacağım.

Avrupa Birliği'nin Yetki Çerçevesi

Avrupa Birliği, “sınırlı yetki ilkesi” çerçevesinde hareket eden bir yapıdır. Bu ilkeye göre AB, yalnızca üye devletler tarafından kendisine verilmiş olan yetkiler dahilinde karar alabilir. Din ve vicdan özgürlüğünün nasıl kullanılacağına dair düzenlemeler ise esasen üye devletlerin yetki alanına girer. Dolayısıyla, AB bu alanda genel bir yetkiye sahip değildir. Ancak, AB’nin ve üye devletlerin AB hukuku kapsamında kalan alanlarda iki önemli kaynaktan hareketle bu özgürlükle ilgili tasarrufta bulunabileceği söylenebilir:

1. Amsterdam Antlaşması ve ABİDA m. 19:

1999 yılında yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması ile Avrupa Toplulukları Antlaşması’na eklenen hüküm, AB’ye cinsiyet, ırk, etnik köken, din veya inanç, engellilik, yaş ya da cinsel yönelim temelinde ayrımcılıkla mücadele için uygun önlemler alma yetkisi tanımıştır. Bu hüküm şu anda Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma’nın (ABİDA) 19. maddesi olarak yer almaktadır.

2. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı (ABTHŞ) m. 10:

Temel Haklar Şartı’nın 10. maddesi “düşünce, vicdan ve din özgürlüğü”nü güvence altına alır. Ancak bu Şart, yalnızca AB kurumlarının eylem ve işlemleri ile üye devletlerin AB hukuku kapsamındaki eylem ve işlemleri bakımından uygulanır.

AB’de 2000 yılında, ayrımcılık alanında çok önemli iki Direktif kabul edilmiştir: İstihdamda Eşitlik Direktifi, dini inanca,........

© Yeni Düzen