Hakan Fidan’ın ziyareti nelere kadir?!
BM Genel Sekreteri (BMGS) Kıbrıs sorununa çözüm arayışı görüşmesi yapmak üzere sorunla doğrudan ilgili beş tarafı Mart ayında Cenevre’ye davet etti. Bu bağlamda, Türkiye Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan görüş alış-verişinde bulunmak üzere hafta içinde KKTC’ye iki günlük bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi; KKTC’nin Cumhurbaşkanı, hükümet erkanı, ana muhalefet partisi lideri ve Kudret Özersay ile görüşmeler yaptı. CB Tatar ile beraber yaptığı basın toplantısında ise ilginç söylemlerde bulundu.
Önce bir genel durum değerlendirmesi yapalım, onun üzerine de Sn. Fidan’ın basın toplantısında söylediklerini irdeleyelim. Kıbrıs sorununun beş tarafı Cenevre’de BMGS’nin daveti ile aynı masaya oturmayı kabul ettiğine göre konu Kıbrıs sorununun BM Ölçütlerinde çözümünü konuşmak, müzakere sürecini ve eylem planını şekillendirmek olacaktır. Ve taraflar da biliyorlar ki BMGS sonuç odaklı ve programlanmış bir müzakere süreci başlatmak istiyor.
Masaya oturacak olanlardan sadece Kıbrıs Rum tarafı bundan hoşnut değil. BMGS’nin bu tavrı ve duruşu da aslında Kıbrıs Rum tarafına yöneliktir çünkü geçmişte iki kez Türk tarafının zengin katkıları ile şekilleniş BM’nin çözüm projelerini (Annan Planı ve Crans-Montana Konferansı) onlar berhava etmişti… Dolayısıyla, çekirge üçüncü defa zıplayamayacak; çekirge kaçamak uçmaya çalışıyor. Türk tarafı da bunu gördüğü için 2-Devletli Çözüm Tezini uluslararası toplum nezdinde piyasaya sürdü ve BMGS’nin bu tezi Kıbrıslı Rum lideri ‘Hizaya getirmek için’ kullanmasına zemin yarattı. Kıbrıs Rum tarafındaki meclisin başkanının geçenlerde “Guterres’i dikkate almalıyız” bağlamındaki açıklaması da bunun bir türevidir.
Mart buluşmasına gitmezden önce Türk tarafının Kıbrıs Türk unsuru bu tezi ısrarla söyleyecek, Türkiye unsuru ise daha esnek ve satır aralarında okunabilecek mesajlarla ifade edecektir. Bu hafta içinde bu olguyu yaşadık. CB Tatar 2-Devletli Çözüm Tezine verdiği destek için TC CB Erdoğan’a teşekkür etti. Esas olan Sn. Fidan’ın konuşması idi; ne söyledi, ne anlattı, ne ima etti?! Önce bir gizli itiraf ile başladı… Kıbrıslı Türklerin 50 yıldan beri izolasyon altında olduğunu, bunun “sessiz bir insanlık suçu haline dönüştüğünü” söyledi ve “Bunun sessiz ortakları var, bilerek veya bilmeyerek bunu icra ediyorlar.” dedi. Bu itiraf için teşekkürler Sn. Fidan… Bu sessiz ortaklarından biri de,........
© Yeni Düzen
