…Ve Dolayısıyla Kıbrıs Sorunu BM Ölçütlerinde Acilen Çözülmeli…
Henüz reşit olmayan bir kız öğrencinin başörtüsü ile okula ve sınıfa girme isteği Kuzey Kıbrıs’ı gerdi, kamplaştırdı. Bu öğrenciyi ailesi ve ait oldukları sosyal ve siyasal gruplar aslında bir deney olarak kullanıyorlar ve dini değil de siyasal bir simge haline getirilmiş türbanı KKTC’de yasalara rağmen uygulamaya sokmak istiyorlar… Bu maksatla, gerici-şeriatçı-yobaz bir siyasi akım grubu KKTC’de kendi siyasi İslam vizyonları için eylemli hale gelmiştir, getirilmiştir; sağ siyaset erbabını da piyonları gibi kullanmakta, oynatmaktadır.
Gerici-şeriatçı-yobaz eğilimler Kıbrıs Türk kimliği ile hiç de bağdaşmıyor… Şeriat vizyonunun simgeleri Kuzey Kıbrıs’a yabancı… Keyfi kararları baskı ve tehdit ile hayata geçirmek de Kıbrıs Türk halkının geleneklerinde yer almıyor. Buna rağmen “Biz isteriz ve olacak” diye inatla yol yürümeye çalışanlar Kıbrıslı Türklere geleceğe dair bazı mesajlar veriyor: “Ne kimliğiniz, ne geleneğiniz ve ne de siz artık önemli değilsiniz… Karşı çıkarsanız polis ve asker ile üzerinize geliriz… Kabullenemezseniz Güney’e gidin, buraları terk edin… Biz burayı kan dökerek aldık, kan dökmeden de terk etmeyiz; istediğimizi de yaparız, yapacağız, siz de bize tabi olacaksınız… Cumhurbaşkanınızı, Başbakanınızı, hükümetinizi teslim aldık, siz de teslim olacaksınız”.
Gelinen aşamanın bu olmadığını iddia eden Kıbrıslı Türk varsa, teslim olanlardandır… Ama çok büyük çoğunluk teslim olmadı, olmaya da niyetli değil… Ve onları bu gerici-şeriatçı-yobaz gruplar gizli ve açık tehdit ediyorlar… Ankara hükümetinden güç ve destek aldıkları yanlış bir tahmin olmasa gerek; o Ankara hükümeti ki kendi yarını müphem… Ama Kuzey Kıbrıs’ta kendi siyasal İslam doktrinini kabul ettirmek için gerici-şeriatçı-yobaz olmayan tüm Kuzey Kıbrıs insanını baskı ve zor ile sindirmek istiyor. Bunu görmeyenler,........
© Yeni Düzen
