menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ankara’nın elektrik politikası: Kazan – Kazan(cı)

8 0
09.09.2024

Geçtiğimiz hafta Kıbrıs’ın kuzeyine gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, Ankara’nın son yıllarda oluşturmaya başladığı “bölünmüşlük anıtlarını” ziyaret etti. Külliye inşaatını gezdi, bilgi aldı. Ardından da TOKİ konutlarının yükselmesi planlanan Maraş bölgesine gitti. Belki, küçük bir bölümü geziye açılan Varosha bölgesindeki acıya parmak basmak da istemiş olabilir… Bölgede, “Maraş buluşması” isimli bir etkinlik düzenledi…

Ancak varmak istediğim nokta, Ankara’nın yeni anıtları değil… Yılmaz, ziyaretlerinin tümünde, adaya ayak bastıktan hemen sonra –muhtemelen kendisinin organize ettiği- katıldığı toplantının temasına; “elektrik” konusuna değindi, çeşitli açıklamalar yaptı.

Saray’da düzenlenen toplantının başlığı, “enerji ve arz güvenliği” konuldu. Ancak esas konu, toplumun “Türkiye’den kablo ile elektrik” olarak andığı “enterkonnekte sistem” konusuydu…

Toplantıya katılanların isimleri de dikkat çekçiydi:

“Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu.”

Toplantının ardından bir “basın toplantısının” düzenleneceği açıklandı.

Toplantı sürerken YENİDÜZEN ve Kanal SİM ekibi olarak Saray’a gittik.

Kuzeydeki ‘yetkililere’ defalarca sorduğum ancak bir türlü yanıt alamadığım bir soru var Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği’ne (ENTSO-E), Türkiye’nin, Kıbrıs’ın kuzeyine yönelik bir enterkonnekte sistem kurmasına izin verdi mi?

Bu soruyu, işin gerçek muhatabına sormak istedim ama olmadı.

“Basın toplantısının” başlamasına kısa bir süre kala, Cumhurbaşkanlığı’ndan bir yetkili geldi ve “soru almıyoruz arkadaşlar” dedi.

Türkiye’den bir yetkili geldiğinde, genellikle AA veya TRT’ye bir ısmarlama soru sordurulur, biz de eğer şanslıysak, aradan sıyrılarak birkaç soru sorarız… Maalesef buna da alıştık. Ama soru kabul etmemek… Aslında basının soru sorması değil, ezberin dışına çıkılması yasaktı sanırım. Zira bazı gazetecilerin elinde, Yılmaz’ın konuşma metni önceden mevcuttu…

Saray yetkilisinin ‘yasak ilanı’ sonrası oradaki meslektaşlar birkaç kez “soru yok mu?” diye tekrarladı, yanıt hep aynıydı…

Basının soru sormasının yasaklandığı bir “basın toplantısında” kalmanın bir manası yoktu, ezberler dillendirilmeden, iki........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play