‘Bana Politika Yapma …’
Hayatın her anı, özel alanından kamusal alanına kadar politika ile iç içedir. Aksini iddia edenler, kendi görüşlerine ters düşen düşüncelerin var olmasını istemeyen, totaliter bir zihniyetin temsilcileridir.
Adanın kuzeyinde, her geçen gün çoraklaşan ve vasatlığa teslim olan kamusal alan, politika yapabilme kapasitesini de aynı hızla yitiriyor. Gerçek anlamıyla politikadan bahsediyorum. Bu vurguyu yapmamın nedeni, uzun süredir toplum yararına değil de yandaş çıkarlarına hizmet eden iş takipçiliğinin, siyasetle karıştırılıyor oluşu. Şu an ülkeyi yönetenlere bakarsanız, bu tablonun gayet bilinçli bir şekilde oluşturulduğunu göreceksiniz.
Aslında, bu toplumun adım adım yok olmasına zemin hazırlayan her icraat, derin politik hedefler sonucu ortaya çıkıyor. Beceriksizlikten öte kötülüğün egemenliği var. Eğitimden sağlığa, elektrikten trafiğe, adrese teslim ihalelerden vergi indirimlerine, ağır suçlar işleyip sınır dışı edilen ve sonrasında hükümet kararıyla affedilip adaya giriş izni verilenlerden uydurma gerekçelerle verilen vatandaşlıklara ve giderek derinleşen yoksulluğa kadar her şey. Bu icraatların herhangi birine karşı çıktığınızda ise, gerçek manasından koparılmış ‘icraat ve istikrar’ kelimelerinin bolca kullanıldığı cümlelere boğuluyor, “Biz iş yapıyoruz, sizin derdiniz politika” şeklinde bir karşılık alıyorsunuz.
***
Nedir bu politika?
Fatmagül Berktay’ın ‘Dünyayı Bugünde Sevmek – Hannah Arendt’in Politika Anlayışı’ isimli kitabını okurken, içine hapsolduğumuz çıkmazı daha iyi anlayabildim.
Berktay, II. Dünya Savaşı döneminde bir "öteki" olarak yaşayan Arendt’in........
© Yeni Düzen
visit website