Dertler konar göçer
Hayatın ritmini çözmek, anlamak güç iştir. Her an her şey olabilir derler. Bazen bir süre durağan giden akış bir anda dopdolu halledilmesi gereken işlerle dolar. Kimi zaman inişli çıkışlı zamanlar, sakinliği aratır. İnsanın yaşıyla da ilgilidir hayatın gidişatı.
Öyle bir zaman gelir ki kendini nehrin akışına bırakmak istersin. Ama gençlik öyle midir? Her şeyi yapacağına inanırsın. Kocaman hayallerin vardır. Elini uzatsan nerdeyse gökteki aya değeceksin. Zamanı durdurursun gençliğin hızıyla. Önünde kimseler duramaz. Sözler, nasihatler hızla akan ırmakta kaybolur gider. Hayatı yaşayan bilir. İnsan ömrü kısacık bir göz açıp kapama derecesindedir.
Ama anlayana kadar çocukluk, gençlik geçmiş orta yaşın sonlarına gelmiş olursun. Birdenbire uyanmış ve hayatın anlamını yeni anlamış olursun. Daha doğrusu; bugün rahat edeceğim şu it bitince nefes alacağım diye diye zamanın su gibi akıp gittiğinin farkına varamamışsındır. Anladığında da hayatın mutluluk ve sıkıntı arasında gidip gelen bir salıncak olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalmış olursun.
Tıpkı konar göçer kuşlar gibi hayatta tüm dertler gelip geçicidir. Sabırsız insanoğlu bir an önce dertlerinden kurtulmak ister. Başından atmak ister gibi. Ama dünyanın imtihan dünyası olduğunu hep unuturuz. Mutluluk bize postayla gelecek bir paket olduğunu zannederek büyüdük. Oysa mutluluk kendimizin oluşturduğu içimizde şekillendirdiğimiz bir bakış açısı olduğunu kimse söylemedi. Mutluluk sıkıntılara karşı geliştirilmiş bir panzehir olduğunu bilmiyorduk. Bunu da kimse söylememişti.
Ne acayip değil mi? Hiç gönül denilen yere uğradık mı acaba? Orası neresi bildik mi? Orayla konuştuk mu? Hemhal olduk mu? Ne ister bizden gönül ne anlatmak ister bize, dinledik mi? Gönül dilini dinledik mi? Sanmam. Aradığımız gelir geçer mutluluklardı. Gönlü hoş olana dert gelir konar. Gönlü hoş olmayanda ne dert durur ne de sevinç. Gönül bahçesini keşfetmemiş biri için kalp çok ağırdır. Kalp ağrılıdır. Kalbini yokla gönlün orada duruyor mu? Duruyorsa sıkıntılar, kederler hoşluk içinde eriyip gider. Sevinç gelir o da geçer. Bu bir med cezir olayıdır. Hayatı ne üzüntüye boğ ne de sevince. Sadece gönlün hoş olsun yeter.
İnşirah suresinde ne diyor Allahu Teala bize? Bir sıkıntı geldi mi onunla oyalanma. Derdi de dert etme demiyor mu? Bunu nasıl yapacağımızın formülünü de veriyor bize. Hemen başka bir işe geçmemizi istiyor. Çünkü olumsuz gidişatın içinde takılı kalmamızın yararı olmayacağını inşirah suresi bize apaçık bir şekilde söylüyor. Elimizdeki iş bitince başka bir işe koyulmamız bizi rahatlatacaktır. Hayırlı iş peşinde koşmaktır bundan kasıt zaten. Bu birine yardım etmek de olabilir. Birinin derdine merhem olmak da olabilir. Çünkü zorluk olarak gördüğümüz, korktuğumuz bir sorunun üstesinden ancak tevekkül ile çalışarak ve O’ndan ümit kesmeden gelebiliriz. O yüzden dizine dizine vurarak neden oldu, oluyor diye kendi kendimizi yiyip bitirmenin bir anlamı yoktur. Umudunu kaybetme ki Allah da senin gönül Kabe’nden eksik olmasın. Karalar bağlama ki Allah da senden umudunu kesmesin vesselam.
Gazetecinin ölümü
Bir ölüm düşün ki son değil. Bir gülüş düşün ki ölüme eş. İki kardeş gibi ölüm ve gülüş. Bu nasıl bir iman nasıl bir teslim oluş? Dünya ile vedalaş der son halin. Yerde yatan sen gazeteci kardeşim; işte emel işte görev. Bu bir tamamlanış yere akan kanlar bir imza atış. Dünyaya leş serdik. Üstümüze servetten perde gerdik. Her yerde bir gedik açtık. İnsan insana sığdıramadı şuncacık dünyayı. Allah’a nasıl hesap vereceğiz? Hep hesap istedik, nasıl hesap vereceğimizi düşünmedik. Liyakat neymiş meslek ehliyeti, etiği neymiş şu son gülüşünde saklı meslektaşım. Yerde yatmış göğe uzanır ruhun. Dünyayı bize bıraktın sen cenneti kucakladın. Bu kaçıncı yere düşen yiğit gazeteci ey dünya? Biz hala sayı sayalım. Şu kadar oldu toprağa düşen beden diye bir çentik daha atalım. Allah sonumuzu hayr eylesin.
Madame Tussauds Müzesi kapanmış!
Evet kapanmış. Habere bir bakalım. Deutsche Welle’nin derdi haberlerde fitne çıkarmak onu anladık zaten. Birleşik Krallık merkezli Merlin Entertainments 1 Ocak itibarıyla Türkiye'deki üç eğlence merkezini kapattı diye yazarak ilk paragrafa başlamış haber. İstiklal Caddesi'nde bulunan ünlü balmumu heykel müzesi Madame Tussauds ile Forum İstanbul alışveriş merkezindeki Sea Life Akvaryumu ve Legoland Discovery Centre yeni yılda kapılarını açmamış. Türkiye'de yüksek enflasyon ve Türk Lirasının azalan alım gücü aileleri eğlence bütçesini kısmaya gitmesi nedeniyle şirket sözcüsü bu kararı aldıklarını söylemiş. Ya Madame Tussauds müzesinin eğlenceli bir hali yoktu. Balmumu heykelleri beni hep ürkütür çocukluğumdan beri. Palyaçoları da hiç sevmemişimdir zaten. Bir de kralların soytarıları vardı onları da sevmezdim. Dünyanın parasını istiyor buralar. En son girişler 700 liraydı. Bu parayla tüm İstanbul’daki müzeleri gezeriz. Oraya insanlar para vereceklerine bir kafede oturup........
© Yeni Birlik
visit website