menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir Ukrayna planı daha: Hayaller Versay, gerçekler Münih

7 0
24.11.2025

Trump, “barış kurulu başkanı” olarak imza koymayı planladığı bir barış planı daha ortaya attı. 28 maddeden oluşan Ukrayna Barış Planı ilan edilmekten çok sızdırıldı ve derhal Ukrayna ve Avrupalılardan tepki aldı. Plan, Ukrayna ve bugünkü Kiev hükümeti için doğru düzgün bir kazanç getirmiyor. Planın, Alaska sonrası bazı Amerikan etkili ve yetkilileriyle (Wittkof ve Kushner), bazı “çok önemli” Ruslar arasında, Miami’de yapılan gizli temaslardan da doğduğu düşünülüyor. Beyaz Saray’da konu Rusya olunca “küçük grup” içi “küçük grupların” oluştuğu anlaşılıyor. Trump’ın seçim mottolarından olan “güç aracılığıyla caydırıcılığın” mimarı Kellogg’un Ukrayna tarafıyla daha içli dışlı olduğu için Miami sürecine dahil edilmediği, Rubio’nun 28 madde konusunda sadece brif aldığı iddia ediliyor örneğin.

TRUMP NEDEN RUSYA İLE ANLAŞMAK İSTİYOR?

Trump’ın Alaska performansı, aslında, ABD’nin Rusya ile anlaşmayı ne kadar çok istediğini ortaya koyuyordu. Bu isteği açıklarken genel olarak iki sebebe atıfta bulunup durduk. İlki Rusya’nın Ukrayna’daki sınırlı zaferinin Karadeniz dengelerinde çok bir şey değiştirmeyecek olduğu gerçeği. Ukrayna Savaşı bir “yarı-vekalet harbi” olarak kendisinden beklenen işlevi yerine getirdi. Rusya’yı sınırladı, Avrupalıları yük paylaşımı konusunda mobilize etti, Avrupa-Rusya/ Almanya-Rusya ilişkisini çok radikal bir biçimde dönüştürdü, Kuzey Avrupa NATO’ya katıldı. Türkiye, Türk Boğazları üzerinde sapasağlam duruyor. Romanya ve Bulgar donanmalarına güçlenmeleri için destek hem ABD’den hem Avrupa’dan geliyor. Dolayısıyla Ukrayna Savaşı Trans-Atlantik/Avrupa güvenliğinde yaratması gereken etkiyi yarattı. Ama işte yarı-vekalet harplerinin bir öteki yüzü var. Büyük bir güce karşı, o güç ile boy ölçüşecek konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan yeteneklere sahip bir aktörü desteklemiyorsunuz, tam tersi zayıf bir aktöre büyük güçle kapışması için destek veriyorsunuz. Sonuçta vekil aktör, çok uğraşsa da kendi toprakları için savaştığından canını dişine taksa da kolay kolay büyük gücü yenemeyebilir. Bu noktada savaşın ilk üç ayında Moskova çok kritik bir karar aldı. Kremlin, kendi stratejik amaçlarını dönüştürmeden taktik amaçları açısından savaşı sürdürmeyi, savaşı kazanmaktan daha önemli hale getirdi. Ukrayna savaşı konvansiyonel seviyede kazanamadığından (bu arada tam anlamıyla kaybetmiyor da) Rusya’nın rakipleri için iki seçenek kalıyor: Moskova’nın büyük değil küçük bir zafer kazanmasına razı olmak ya da Rusya gibi nükleer bir büyük güç karşısında el yükseltmek. Açıkçası ABD, bazı el yükseltme adımlarına razı oldu ama sonuçta Washington-Moskova doğrudan askeri kapışmasını istemiyor. Bugüne kadar Rusya üzerinde Washington’un doğrudan arttırdığı baskının da Rusya’yı “küçük zaferi kabullenmenin” ötesinde bir fedakarlığa itmediği görülüyor. Bundan öte iki büyük güç arasındaki el yükseltme ABD açısından istenmeyen sonuçlar üretebilir. Bu da Trump’ın Rusya ile anlaşmak istemesinin ikinci büyük nedeni.

Üçüncü nedeni de bu listeye eklemek lazım. Yeni Soğuk Savaş yani yeni büyük güç mücadelesi bütün hızı ile sürüyor. Büyük güçlerin hepsi farklı........

© Yeni Birlik