Kasabanın Şerifi ne yapıyor?
ABD Başkanı Trump bütün dünyayı beyanat ve hırslı talepleriyle şok etmeye başladı. İlk başkanlığı döneminde onun için tercih ettiğim adı Kasabanın Şerifiydi. Bu lakap, gerçekten de, hem ABD’nin kuruluş felsefesini hem de Trump’ın olaylara bakışını çok güzel özetlemekteydi. İsterseniz buradan başlayalım…
Amerika kıtası keşfedildiği andan itibaren İspanyol ve Portekizli sömürgeciler Güney ve Orta Amerika’yı yağmalamayı amaç edindiler. Öte yandan Kuzey Amerika’ya daha geç gidildi, gidenler de İngilizler ve Fransızlar oldu… Uzun bir savaşın neticesinde de Kuzey Amerika’nın tapusu İngiltere’de kaldı… Pekiyi İngilizler bu toprakları nasıl değerlendirdi? Başta Britanya olmak üzere Avrupa’da tutunamamış göçmenler, yine kendi ülkelerinde dışlanan ve istenmeyen radikal dinci Hristiyanlar, ipten kazıktan kaçma cani ve hırsızlar, yani Avrupa toplumunun dışladığı insan güruhunu Amerika’ya “yeni bir umut ve yeni bir dünya” diye gönderdiler. ABD’nin temelleri bu göçmenlerin geldiği, Majesteleri Kral’ın hükmünde 13 koloni olarak atıldı. Yeni bir hayat, yeni fırsatlar ve özgürlük vaat ediliyordu. Zamanla özgür -aslında Avrupa’da tutunamamış kaybeden- insanların ülkesi olarak İngiliz Hükümetinin sömürge yönetimine tepkiler birikmeye başladı. Sonuç Amerikan Özgürlük Savaşı ve ABD’nin bağımsızlığını kazanması oldu. İşte kovboy filmlerinde gördüğümüz silahşörlerin, Kızılderililerin, şeriflerin dünyası Vahşi Batı böyle kuruldu. ABD’nin medeni bir toplum olarak varlığı, kanun ve nizamın tesisi devletin temelini oluşturan doğudaki 13 kolonideydi.
Özellikle Amerikan İç Savaşı sonrası kimseye ait olmayan uçsuz bucaksız orta ve batı Amerika toprakları yerleşimcilere açıldı. Pasifik ve Atlantik Okyanuslarını bağlayacak demiryolu çalışmaları ile bu ıssız topraklarda yerleşim süreci de hızlandı. Ancak buralarda kurulan yerleşim yerlerinde devlet otoritesi bizim bildiğimiz manada yoktu. Yerleşimciler kurdukları kasabalarda belediye başkanı seçiyorlardı ki, bu çoğu zaman o kasabadaki en zengin toprak sahibi oluyordu. Kanunu temsilen bu Belediye Başkanı istediği bir silahşöre şerif yıldızını verdiğinde, artık kanun o kişiden soruluyordu. Altın çıkarılan maden kasabalarında, büyük hayvan sürülerinin yetiştirildiği çiftliklerin bulunduğu arazilerde tek bir Şerif’le adalet nasıl sağlanabilirdi? İşte Vahşi Batı’da, bu yüzden, her şey insanların kendisi tarafından sağlanıyordu. Her yatırım ve hizmet, demiryolları gibi kamu işleri de dahil olmak üzere, özel sektör tarafından gerçekleştiriliyordu. Özel sektör ise Vahşi Batı’nın her yerindeki büyük servet sahipleri demekti. Her şirketin kendi özel........
© Yeni Birlik
