menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tekelleşme dizi sektörüne de sıçradı!

14 1
14.01.2025

Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri tekelleşme. Bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın da önemli bir sorunu ama bizde bir tık fazla. Aklınıza gelecek tüm sektörlerde var bu bela. Süpermarketlerden tutun, medyadan, eğitim sektöründen aklınıza gelecek tüm alanlarda yaşanan bu sorun en son şöhretler liginde de göründü.

Son günlerde Ayşe Barım adlı ünlülerin menajerinin piyasayı haksız yere domine ettiği konuşuluyor. Buna ek olarak bir de Barım’ın Serenay Sarıkaya & Mert Demir aşkında bir tiyatro çevirdiği iddia ediliyor. Dizi sektöründe yer alan dizilerde hangi oyuncuların yer alacağına dair bazı manipülasyonların yapıldığı iddiasıyla savcılık harekete geçti ve bu dizilere oyuncu veren ajanslar mercek altına yatırıldı. Sosyal medyada yapılan açıklamaları da ihbar sayan rekabet kurulu bu konuda soruşturma açacağını söyledi.

İlk önce şunu söylemek istiyorum. Rekabet Kurulunun bu konuda harekete geçmesi çok doğru bir eylem. Türkiye’de özellikle medyada rekabet alanları çok daraldı. Bu dizi sektöründe de var. Belirli birtakım şirketler ve insanlar bu sektörü kendi menfaatlerine göre yönlendiriyorlar. Diledikleri oyuncuları diledikleri yüksek fiyatlara diledikleri dizilere sokuyor. Bu yetmiyormuş gibi istedikleri oyuncuları da ambargoya alıp işsiz bırakıyorlar. Bu filme medyanın ve eğlence sektörünün tüm alanlarında rastlıyoruz. Dizi sektöründe de var bu. Dizi sektörünü çok yakından takip eden ve bu konuda araştırmalar yapan biri olarak dizileri de inceliyorum şöyle bir ayak üstü göz attığınızda siz de anlarsınız dönen oyunları.

Özellikle oyuncuların seçilmesinde öylesine büyük tezgahlar dönüyor ki izlerken bende şaşırıyorum. Aynı oyuncuların sürekli iş almasında tutun da adam gibi oyunculuk yeteneği olmayan tiplerin başrol almasına kadar aklınıza gelecek her şey var bu sektörde. Bunu kim yapıyor bilmiyorum fikrim yok ama ortada bir sıkıntı olduğu bir gerçek ve bunun incelenmesi lazım. Bu yaşanan şeyin asıl adı oligopolleşme yani pazarı üç beş tane şirket ve oyuncunun kontrol etmesi ve bir tekel gibi davranması. Bu benim hem akademik hem de sektörel anlamda ömrümü adadığım bir konu. Bende çok kazık yedim bundan benim gibi milyonlarca insan daha kazık yedi. Burada Rekabet Kurulunun buna müdahale ederek sektörde tam rekabetin sağlanması yolunda önemli adımlar atması lazım. Medya ve eğlence sektöründe tam rekabet ortamı yaşanamazsa toplum da ülke de kaybeder. Haksız rekabet bireysel olduğu kadar toplumsal zararlar da verir. Gelir dengelerini bozuyor, vergi kaçağına yol açıyor ve toplum içinde küçük sivil mafyalar yaratıyor.

Bu tür pazarların oluşmasını engellemek çok kolay. Avrupa’da bunun emsal kanunları var. Mesela konumuz dizi........

© Yeni Birlik