Bir önceki yazımızda sunduğumuz veriler sizce bize neler anlatıyor?
Eminim bu yazıyı okuyan herkes kendine göre birçok değerlendirmelerde bulunacaklardır. Ben de benim değerlendirmelerimi ifade edeyim.
Batı kültürünün aksine, bizde çok şükür ki, yaşlıya hürmet ve onu sahiplenme kültürü henüz yok olmamış. Ancak artan şehirleşme ile beraber geniş ailelerin bir bir ortadan kaybolması, giderek yaşlı insanlarımızı çoluk çocuğunun sırtına maddi manevi bir ‘’yük’’ haline getiriyor. Bu acı gerçek oransal olarak gittikçe artıyor.
Devlet yaşlısını maddi manevi açıdan sahiplenen, onlara vefa gösteren, bakan insanlara bu yükün ağırlığını hafifletmek için evde bakım yardımı, evde sağlık yardımı şeklinde alternatif çözümler üretiyor. Yukarıdaki verilerden anladığımız kadarı ile bu yardımları alanlar son derece az bir kesim. Büyük bir kısım, ekonomik zorlukları göğüsleyerek yaşlısının bakımını üstleniyor.
İnsanın kendi evlatları bile olsa, bir başkasının insafına, bakımına ve sahip çıkmasına muhtaç olması zor bir durum. Hele ki ekonomik sıkıntıların ve kent hayatının zorlukları da buna eklenince her iki taraf için de kolay değil. Bugünlük durum böyle peki yarılar ne olacak?
Yukarıda yapılan araştırma, yatağa bağımlı olmayan, beslenmek ve tuvalet ihtiyacı için başkasına muhtaç bulunmayan, hastalıkları olsa da yürüyen, yiyen, konuşan ve gülen insanlar için veriler sundu bize.
Bir de gözleri 24 saat boyunca sadece tavanı veya karşısındaki duvarı görebilen, yatalak, burnundan mama ile beslenen, altı bağlanan........
© Yeni Birlik
