Mutluluk her zaman mutlu eder mi?
İnsan kendini hoşluk haline ne denli bırakırsa, karşı kutbun (nahoşluk) potansiyeli de o denli büyür. Mutluluğu sağlığa bağlarsa bir nezle onu mutsuz eder. Hep eğlence isterse bir saatlik yalnızlık onu mutsuz eder. Hep genç kalmak isteyeni yaşlanmak mutsuz eder. Yaşama sanatı her şeyde, her durumda, her hadisede hikmeti görmek ve hadiseleri bir intisap sırrıyla Yaratan ve yaratılan denkleminde okumaktır.
Hayat sadece zevk almak için mi yaşanır?
Sürekli mutlu olmak gerekliliğine inandırılmış bir çağda yaşıyoruz. Her platformda “mutlu olmak zorundasın”, “mutlu ol”, “mutluluk için beş formül”, “iyi düşün mutlu ol” gibi daha fazla mutluluk vadeden yayınlar, söylemler, görseller, içerikler, seminerler vs.
Peki bu kadar mutluluk söylemi, davet ve vaatlerine rağmen, insan niçin daha mutlu değil? İnsan gibi yaşamak, hayatta kalmak ve yaratılışa dair vazifelerimizi yerine getirmek bile başlı başına mutluluk iken, mutluluğun bize bir ödevmiş gibi sunulması can sıkıcı olandır.
Sanırım mutlu olmakla mutlu görünmek veya gerçekten mutlu olmakla mutlu sansınlar arasındaki uçurum kadar derin bir hâl yaşıyor asır insanı. Ona mutlu olmak adeta dayatılıyor. Çünkü arka plandaki algoritma, ‘mutlu olmak zorundasın, yoksa hayatın yaşanmaya değmez’ demektedir.
Bu algoritmayla........
© Yeni Asya
