menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mezhep savaşları ve İslâm birliği

12 2
05.02.2025

Cenab-ı Hak, Hz. Âdem’den (as) itibaren son peygamber Hz. Muhammed’e (asm) kadar yüz yirmi dört binden fazla peygamber göndermiş ve bunların bazılarına da mukaddes kitaplar indirmiştir. Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’ân-ı Kerîm gibi dört büyük kitap inzal ettiği gibi, ayrıca muhtelif peygamberlere de yüz on sayfa indirmiştir.

Aynı peygambere ve aynı mukaddes kitaba inanan ümmetler zamanla birbirinden ayrılmış ve mezhepler meydana gelmiştir. Bu hususu nazara veren Peygamber Efendimiz (asm) “Yahudîler yetmiş bir fırkaya ayrıldı, Hristiyanlar yetmiş iki fırkaya bölündü, benim ümmetim de yetmiş üç fırkaya ayrılacak fakat birisi kurtulacaktır. O da, benim ve Sahabelerimin yolunu takip edenlerdir.” buyurmuştur. Sahabeler için de “Benim Sahabelerim, ümmetimin yıldızları gibidir. Hangisine tâbi olsanız necat bulursunuz.” ferman etmiştir. Hz. Muhammed (asm) ve Sahabe-i Kiramın yolunu takip edenlere Ehl-i Sünnet ve Cemaat adı verilmiştir.

Hıristiyanlığın ana merkezi olan Avrupa’da, Katolik, Ortodoks ve Protestan olan mezhepler arasında üç yüz sene süren dâhilî mezhep savaşları meydana gelmiş ve oluk gibi kan akmıştır. Devlet yönetimine hâkim olan mezhep mensupları, diğer mezhep mensuplarına hayat hakkı tanımamış ve bu uzun zamanlar içinde milyonlarca insanın ölümüne sebep olunmuştur. Bir mezhep, diğer mezhep mensuplarını kâfir ilân etmiştir. Nihayet Avrupalı devletler lâiklik prensibini ileri sürerek, din ve devlet işlerini birbirinden ayırmış ve bu mezhep savaşlarına........

© Yeni Asya