İslâm birliği ve yüksek İslâm siyaseti
Bu hakikate o kadar çok ehemmiyet veriyordu ki, bu fikrini “Bu zamanda en büyük farz vazife ittihad- ı İslâm’dır.” diye ifade ediyordu.
Bir asra yakın uzun ve bereketli ömrünü, kendi tabiriyle Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said olarak üç devreye ayıran Bediüzzaman Hazretleri, Eski Said döneminde siyasetle de meşgul olmuş fakat Yeni Said döneminde ise, siyaset âleminden alâkasını tamamen kesmiş ve bütün mesaisini iman ve Kur’ân hakikatlerinin ispat ve izahına teksif etmiştir.
Eski Said döneminde siyaset noktasında muktesit bir meslek takip eden Bediüzzaman, hayatının hiçbir döneminde dini siyasete alet etmemiş, bilakis siyaseti mümkün olduğu kadar dine dost ve hizmetkâr etme yolunu seçmiştir. Çünkü o; nasıl ki gökteki güneş, yeryüzündeki cam parçalarına alet ve tâbi olmazsa, güneş misal hakâik-ı imaniye ve Kur’an’iye [iman ve Kur’an hakikatleri), yeryüzündeki cam parçası gibi değersiz dünya siyasetlerine alet ve tâbi edilemez, diyordu. Fakat, Cumhuriyet döneminde çıkarıldığı dört büyük mahkemede sürekli dini siyasete alet etmekle suçlanmış, ancak savcılar tarafından yapılan bu suçlamalar, kanunlar çerçevesinde ispatlanamadığı için hep berat almıştır.
Bediüzzaman Hazretlerinin iman ve Kur’ân hizmeti esnasında takip ettiği, çoğu yalancılık olan günü........
© Yeni Asya
