menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Risale-i Nur tefsirli Kur’ân meali

8 7
04.04.2025

Kur’ân, bizim her şeyimizdir. Ve Müslümanlar, çocuklarına küçük yaşlarda Kur’ân öğretir veya öğrenmesine çalışır.

Benim, Kur’ân’la alâkalı maceram acâibtir. Ben, beş kardeşin ikincisiyim. Rahmetli babam, diğer kardeşlerimi cami hocalarına, Kur’ân öğrenmeye yollarken, bir tek beni göndermemişti. Ve ben buna çok üzülüyordum. 16-17 yaş civarındayken, Cenab-ı Hakk’ın nasib etmesiyle, ailemizde Risale-i Nurlarla tanışmak, ilk defa bize nasib olmuştu. Ondan sonra da, içimde hep, Kur’ân okuma sevdası baş göstermişti. İlerleyen senelerde, artık biz de, tebliğ vazifesi îcabı, tanıdık, bildik veya meydana gelen vesileler münasebetiyle, insanlara Risaleleri okumaya başladık. Ama maalesef, Kur’ân okumayı bilmeden... Okurken, ayet veya hadislere geldiğimde, hiç okumadan, ağabeylerin ayetlerin birazını okuyup, geri kalan kısmında “ilâ ahir... (böylece devam ediyor)” demeleri gibi, “ilâ ahir...” diyerek geçiştirmeye çalışıyordum. Ama hiç okumadan öyle demek de pek münasib düşmüyordu.

İçimdeki ukde hiç bitmemişti. Kur’ân okumayı öğrenmek istiyordum. Fakat yaşım da ilerlediğinden, öğrenmek biraz zor geliyordu. Ama o yüce Rabbim, kul ihlâsla istedikten sonra yardım ediyordu. 1974 senesinde, 20-21 yaş içindeyken, Said Özdemir Ağabeyin İhlâs Kitabevi’nde bir sene çalışma vaziyetim tezahür etti. Orada işe başlar başlamaz, kendi kendime ahdettim. Boş zamanlarımda Kur’ân öğrenmeliydim. Ve elime bir Kur’ân rehberi aldım, hem yazarak, hem de okuyarak bir ay sonra, kendim hocam olup Allah’ın izniyle, Kur’ân okumayı........

© Yeni Asya