Mahremlerimize karşı tesettür
Öyle zaman oluyor ki, kimseye açamadıkları veya öğrenemedikleri meseleleri soranlar da oluyor. Hassaten, devlet dairesinde çalıştığımız zaman, iş yerimizde bulunan birçok mesâi arkadaşımız da bu şekilde suâller tevdi ederdi.
Bir gün, bir hanım personelimiz yanıma geldi. Daha evvel de, muhtelif mevzularda yardımcı olup, yol gösterdiğimden, bize itimadı vardı. Bir müşkülü olduğunu anlamıştım, derdini sordum. “Efendim, geçenlerde oğlumla (15-16 yaşında) dışarıdan eve geldik. Bizim aile apartmanımız var, ben en üstte oturuyorum, merdivenler de biraz uzun ve dik. Ben çıktım, baktım bu yavaş geliyor, ‘Haydi oğlum çabuk ol’ diye arkama dönüp bir baktım ki, arkamdan bana bakıyor. Şok oldum, şaşırdım! Çok da üstüme mal edip, onu işkillendirmedim, ama kızarak, çabuk gelmesini söyledim. Ne yapacağımı şaşırdım. Babasına söylesem, ölesiye döver. Efendim, bu çocuğun, ben öz annesiyim, niye böyle yaptı anlamadım? Geçenlerde de böyle bir derdim olmuş, siz yol göstermiştiniz de, rahatlamıştım, sağ........
© Yeni Asya
