menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

En iyisi

7 0
18.03.2025

Her türlü duygunun girift olduğu yüreğimiz zaman içinde yaşanan arbedelerin rüzgârlarında. Yoksa acul insana ne sunulursa tablonun en ufak gediğinin arayışında gibi. Hoşnut olmayan iğreti bir suskunluğun ortasında bozulan sessizliğin isyancısı olarak buluyor kendini.

Aristo bir bilgelikle sıraladığımız cümleler kalbi hançer olup kanatırken... Ancak acı tecrübeler kül olup savrulur, yenilerini ekler maziye. Katreler kelimelerimizin acımasızlığına tahammül edemez, tercüman edasıyla yanaklarımızdan süzülürken… Dîde gîryân, sine biryân.

Ârî duyguları yakalamakta zorlansa da. Nihayetinde bilemediğimiz ve çoğunu çözemediğimiz. Üzerindeki emanetin ve sorumluluğun esrarını yakalayabildikçe…

Öyle oluyor ki insan kendini meşru olmayan bir tablonun baş karakteri olarak buluveriyor. Layuhti olmadığımız için şaşkınlıkla karışık bir korkuyla idrak etmeye çabaladığımız kendimiz. Lâzım olan o an sendelemiş ruh hâlimizin bir an evvel çığlıklarının duyurulma çabasıdır sanki. Arızalanmış olmaktan arınabilmektir hemen tüm hücrelerimizin can attığı.

Şu kadarı da........

© Yeni Asya