“Dindar nesil” hayali, inanç krizine dönüştü
Türkiye’de dinî görünürlük artarken, gençlik hızla inançtan uzaklaşıyor. Camiler çoğalıyor, dinî söylemler gündeme geliyor, ama üniversitelerde, sosyal medyada ve hatta dindar ailelerde bile deizm, ateizm, agnostisizm konuşuluyor. Bu durum sadece bireysel tercihler değil, toplumun manevî bağlarının zayıfladığı derin bir krizin işareti.
Nerede koptuk?
“Dindar nesil” hayaliyle çıkılan yolda, gençliğin inançtan kopuşu üç başlıkta toplanıyor: siyaset, ekonomi ve dijital kültür.
1. Siyaset: Dinle Tehlikeli İlişki
Siyaset, dinî değerleri çoğu zaman araçsallaştırıyor. Bu da gençlerde güvensizlik oluşturuyor. Din, ahlâkî bir rehber olmaktan çıkıp siyasî söylemlerin süsü hâline gelince samimiyet kayboluyor. Dinî sembollerin oy kazanma aracı haline gelmesi, gençleri dinî bir kimlik gösterisi olarak görmesine yol açtı. Adaletin yerine partizanlık, ahlâkın yerine algı yönetimi geçince, inanç da bundan nasibini aldı. Gençler, inancı siyasetin oyuncağı olarak gördükçe yüzlerini maneviyattan........
© Yeni Asya
