Dalaz Hoca gibilere çok ihtiyaç vardır
Sandıklı’da Nur postacılığı dahil Risale-i Nurlar’ı yazma, neşir ve tebliğ konusunda ders vermediği kimse kalmadı. Risale-i Nur’a karşı heyecanı sürekli canlı olduğundan her seferinde heybesine Risale-i Nurlar’ı koyarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırırdı. Aynı zamanda Sandıklı pazarına her gittiğinde heybesinde çocuklara şeker lokum dağıttı. Bu azmi ve fedakârlığı Sandıklı ve bölgedeki çocuklara, gençlere İslamiyet’i, Kur’ân’ı ve Risale-i Nurlar’ı yazmayı ve okumayı öğretmesine sebep oldu. Cesaretin, ihlâsın ve sadakatin meyvesi olarak 1948 yılında Bediüzzaman’la Afyon hapsinde yattı.
Ona çevresindekiler “Dalaz Hoca” diye hitap etti. Bölgesinde Risale-i Nur hizmetlerini başlatan ilk Nur talebesi unvanına da sahipti. Bölgesinde ilk olması sıfatıyla hem risaleleri yazdı, hem de Nur postacılığını yaptı. Her yönüyle fedakâr olduğundan çok sevilen biri oldu. Yasakların şiddetli olduğu zamanlarda bile dur durak bilmeden risaleleri muhtaç gönüllere, torbalara ve heybelere koyarak kelle koltukta götürdü. Ayrıca şefkat ve merhametinden hasta ve zayıf kedileri sevdi ve bakımlarını yaptı.
Bediüzzaman İbrahim Ethem’e; “İbrahim........
© Yeni Asya
