Ömür; uzunca bir nefes, bayram; kısacık bir es!
Herkesin acelesi var, yarış arabaları gibi bir yerden bir yere koşturuyor herkes. Kimse kimseyi görmüyor, halini hatırını sormuyor. Bitirmesi gereken binlerce işi var!
***
Biliyorum sizin de işiniz acele! İki hasbihal edecek vaktiniz yok! Asıl sözümüz kendi nefsimize.. Yine de, dünyanın işlerini bitiremeyen birisi olarak sizlere bir teklifim olacak: Bu hız ve haz çağında gelin biraz yavaşlayalım. Kendimizi, sağımızı solumuzu bir kontrol edelim. Ne dersiniz?
Henüz fırsat varken, vazgeçilmezlerimizi gözden geçirelim. Derin bir nefes alıp nereye doğru koştuğumuzun, nereye savrulduğumuzun, kendimize, çevremize, insanlığa nasıl bir katkı sağladığımızın muhasebesini yapalım. Genelde bir insan, özelde bir mü'min olarak bu nefis muhasebesini yapmak zaten insani görevimiz.
***
Şu mübarek günlerde kendinize, sevdiklerinize bir gün ayırsanız kıyamet kopmaz! İnanın dünyanın işleri bitmez. Günler, aylar, yıllar boyu çalışsanız yine bitmez! Arzular, emeller, elemler, gelecek kaygıları, endişeler.. inanın bitmez. Sonra Azrail (as) düdüğünü çalar ve maç biter!
***
Öyleyse Azrail (as) gelmeden ümitsizliği ve karamsarlığı bir tarafa bırakalım. Sahip olamadıklarımıza üzülmek yerine, sahip olduklarımızın farkına ve tadına varalım. Yaşama sevinci dolsun yüreklerimize. Varsın biraz beklesin işler. Tazelendiğimizi, yenilendiğimizi, dinlendiğimizi, tâ ruhumuzun derinliklerinde hissedelim.
Baharı bir deste........
© Yeni Asya
