Şehitlerin hayatı
Elemsiz ve kedersiz bir hayata kavuşurlar. “Dördüncü hayat tabakası şühedanın hayatıdır. “Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemâl-i saadetle mütelezziz oluyorlar. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kubûrun çendan ruhları bâkîdir, fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahtaki aldıkları lezzet ve saadet, şühedânın lezzetine yetişmez. Nasıl ki iki adam bir rüyada Cennet gibi güzel bir saraya girerler. Birisi rüyada olduğunu bilir. Aldığı keyif ve lezzet pek noksandır. “Ben uyansam şu lezzet kaçacak” diye düşünür. Diğeri rüyada olduğunu bilmiyor. Hakikî lezzet, hakikî saadete mazhar olur.” 1
Evet, şehitler kendilerini sağ bilirler. Hatta şehitlerin efendisi Hz. Hamza, kendisine sığınanları korumuş ve onların dünyevî işlerini görmüştür. İbni Nadr, Sa’d bin Muaz’a, ”Ey Sa’d! Vallâhi Cennetin kokusunu Uhud Dağı’nın yanında duyuyorum!” demiş, 80 yara........
© Yeni Asya
