menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nur Talebelerinin ölümü ve Mikail Yaprak

11 1
21.03.2025

Sonra Cenab-ı Hakkın rahmetini ve Üstadımızın müjdesini hatırlar, ümitvâr olurum. İnancımıza göre reca/ ümit ve havf/ korku arasında yaşamak asıldır. Cenab-ı Hakkın rahmetini ümit etmek ve azabından emin olmamak lazımdır.

Üstadımız Bediüzzaman, Risale-i Nur’un, şakirtlerine iki mühim neticeyi kazandırdığını; Biri: Kabre iman ile girmek, diğeri: Haberimiz olmadan Nur dairesinde takarrur eden (yerleşen) şirket-i maneviye-i uhreviye düsturu ile, bütün Nur Talebelerinin manevî kazançlarına ortak olmak olduğunu ifade eder.1 Bu açıdan bakıldığında Nur Talebelerinin ölümü daha farklı olmaktadır.

Üstad’a ve Risale-i Nur’a sadâkat ve kanaat ile talebe olup, Nurlar yoluyla ihlâs, uhuvvet ve tesanüd ile iman ve Kur’ân hizmeti yapan Nur talebeleri, vefat ettiklerinde büyük bir ihtimal ile kabre iman ile girerler, amel defterlerinin sevap bölümü açık kalır.

Onlar, vefat edince bu dünyadan daha güzel olan ahiret âleminin tarifsiz saadetine kavuşurlar. Orada başta Hz. Peygamberimiz (asm) olmak üzere diğer........

© Yeni Asya