menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsan yüzünün sırları-2

10 13
24.10.2024

Görüş - Dr. (PhD) İntizam Seyda Durgun

2. Genetik Perspektİf: İnsan Yüzünün Benzerliği ve Benzersizliği

Bilimsel olarak bakıldığında, insan yüzündeki benzerlik ve farklılıkların temel kaynağı genetik kod-larımızdır. Her insanın DNA’sı, belirli genetik yapılar üzerinden yüzün şekillenmesini sağlar. Nature Genetics gibi dergilerde yayımlanan çalışmalar, insan yüz yapısını belirleyen genetik varyasyonların, milyonlarca farklı kombinasyona imkân tanıdığını ortaya koymaktadır. Bu kombinasyonlar sayesinde, aynı ailede bile her bireyin yüzü benzersizdir. Bu çalışmaya göre, insan yüz yapısını etkileyen onlarca gen keşfedilmiştir ve bu genler, kemik yapısı, kas gelişimi ve cilt özellikleri gibi unsurların oluşumunda kilit rol oynar.15

Bu genetik farklılıkların kökeni, insan genomunda yer alan küçük DNA değişik-likleridir. Yüzümüzün temel yapısı tüm insanlar arasında ortakken, bu ince genetik değişiklikler her insanı diğerlerinden ayırır. Nursî’nin yüz yapısında “esas ve erkânında ittifak” ifadesi, bu biyolojik gerçekliği yansıtır. İnsanların yüz anatomisinin ortak olması, genetik düzeydeki benzerliği temsil ederken, küçük farklılıklar ise her bir insanın eşsizliğini ortaya koyar. Genetik varyasyonlar, bu biyolojik çeşitliliğin temelini oluşturur ve insan yüzündeki bu benzersizlik, biyolojik açıdan bilinçli bir tasarım olduğunu gösterir.

I. DNA parmak izi: Tıpkı parmak izleri gibi, yüzler de her birey için benzersiz bir genetik parmak izi taşır.

II. Genetik varyasyonlar: Yüz şeklini belirleyen yüzlerce gendeki küçük varyasyonlar, yüzlerin birbirinden farklı olmasına neden olur.16

Genetik bilimi, yüzün oluşumunda binlerce genin etkileşime girdiğini göstermiştir. Her insanın genetik kodu, yüzünün şeklini, boyutunu ve özelliklerini belirleyen benzersiz bir şifre içerir.17 Bu genetik çeşitlilik, Nursî’nin sözlerindeki “geçmiş ve gelecek bütün insanların adedince kendisini onlardan ayıran ve tarif eden nişan ve alâmetler” ifadesiyle örtüşmektedir.

Her insanın yüzü, temel biyolojik yapı taşlarına dayanır. Tüm insan yüzleri, burun, gözler, ağız ve çene gibi aynı anatomik bölgelere sahiptir ve bu bölgeler, genetik yapı tarafından kodlanmış temel biyolojik süreçlerle oluşur. Ancak bu yapısal benzerliklere rağmen, her insanın yüzü eşsizdir ve bir bireyi diğerinden ayıran sayısız ince detay içerir. Bu farklılıkları belirleyen temel faktör genlerdir. Yüzün şekli, büyüklüğü ve özellikleri, anne ve babadan miras alınan genlerin karmaşık etkileşimleriyle belirlenir. Bilimsel araştırmalar, insan yüzündeki farklılıkların, küçük genetik varyasyonlarla nasıl şekillendiğini ortaya koymuştur.18

İnsan yüzünü matematik, biyofizik ve genetik bilimi açısından da değerlendirebi-liriz. Bu açıdan insan yüzüne baktığımızda karşımıza çıkacak ilk bilgilerden biri altın orandır. Altın oran, yaklaşık olarak 1,618’e eşit olan ve doğada sıkça gözlemlenen özel bir orandır. Bu oran, insanın estetik algısını derinden etkileyen ve yüzyıllardır sanatçılar, mimarlar ve bilim insanları tarafından kullanılan bir ölçüdür. İnsan yüzünde de altın oran, güzellik algımızla yakından ilişkilidir. Yüzdeki altın oran için genellikle aşağıdaki analizler yapılır. 19

• Gözler arası mesafe: İki göz arasındaki mesafe, gözün genişliğine eşit veya bu orana yakın olduğunda yüz daha simetrik ve çekici görünür.

• Gözler ve ağız: Gözlerin dış köşeleri ile ağızın köşeleri bir çizgiyle birleştirildiğinde, bu çizgi üzerindeki altın oran, yüzün daha dengeli olduğunu gösterir.

• Yüzün uzunluğu ve genişliği: Yüzün uzunluğu ile genişliği arasındaki oran da altın orana yakın olduğunda yüz daha estetik olarak algılanır.

• Burun: Burun, yüzün merkezinde yer aldığı için altın orandaki yerleşimi oldukça önemlidir. Burun uzunluğu, genişliği ve yüzün diğer özellikleriyle olan ilişkisi altın orana uygun olduğunda yüz daha uyumlu görünür.20

Nursî’nin “yüzünü teşkil eden esas ve erkânında da bütün insanlar ittifaktadır.”21 ifadesini, altın oran da dahil biyolojik açıdan doğrulanan bir bilgi olarak değerlendirebili-riz. İnsan yüzünün temel yapısal unsurları ortaktır. Ancak her insanın yüzünde farklı detayların bulunması (tehalüf) ise, genetik varyasyonların biyolojik düzeyde nasıl çalıştığını yansıtır. Bu farklılıklar, yaratıcı iradenin bir göstergesi olarak algılanabilir; çünkü yüzlerce farklı genin bir araya gelip böyle ince ve benzersiz farklılıklar oluşturması, rastgele bir süreçle açıklanamaz.

Nursî’nin “Bütün insanlarda biri tevafuk, diğeri tehalüf olmak üzere iki cihet vardır.”22 ifadesi, genetik düzeyde açıklanabilir. Tüm insanlar, aynı genetik kodun taşıyıcılarıdır ve bu genetik kod, yüz anatomisinin temel hatlarını belirler. Tevafuk, genetik olarak insan türüne ait özelliklerle örtüşmektedir. Her insan, aynı genetik yapıdaki temel biyolojik süreçler sayesinde bir yüz kazanır. Bu benzerlik, Nursî’nin ifadesindeki gibi, tüm insanlarda ortak olan ve Yaratıcının birliğini gösteren........

© Yeni Asya


Get it on Google Play