Zulmün olduğu yerde adalet olamaz
Ama bu, insan fıtratının ya da vicdanının, üzerinde birleşeceği bir adalet mefhumunun tanımlanamayacağı anlamına gelmez. Adalet, sözlükte “bir şeyi konması gereken yere koyma” anlamına gelir. Yani adalet “eşitlik” olmayıp, “hak edene, hak ettiği kadarını, hak ettiği şekilde vermek” demektir. Fakat bu tanımı daha berrak hale getiren şey adaletin her türlü zulüm ve haksızlığın zıddı olduğunu hesaba katmaktır. Daha açık bir ifadeyle, derecesi ne olursa olsun, zulmün olduğu yerde adalet olamaz! (Beşer zulmü içinde kaderin adalet ettiği konusu bahsizimizden hariçtir)
İnsanlardaki adalet duygusunun temeli Yaratıcımızın “adl” sıfatıdır. Kendisi zâtî bakımdan “adil” olan Rabbimiz insanların hilkatine, vicdanına da bu duyguyu koymuştur. Dolayısıyla dünyanın her yerinde, her insanın vicdanında gayet belirgin olarak bu duygu vardır.
Kur’ân-ı Kerîm’de, “Allah size adaleti emreder…” (Nahl 16/90), “İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmedin” (Nisa 4/58) gibi........
© Yeni Asya
