ABD’nin Çin politikası
O dönemde, Batı’yı zorlayan Çin’in Güneydoğu Asya’da komünist devrimlerle güçlen- mesi ve Sovyetler Birliği ile güçlü bir ittifak ihtimali, ABD’yi yeni stratejiler geliştirmeye itmişti. Çin’in de muhtemel bir kıtlık ve parçalanma tehlikesinden çekinerek ABD’nin bu politikasına olumlu cevap vermesiyle, ABD kapılarını Çin mallarına açtı; Çin’de de büyük yatırımlar yaptı.
Bu süreçte, Batılı uzmanların sanayi tecrübelerini Çin’e aktarması ve Batılı şirketlerin Çin’deki ucuz işgücünden faydalanması, Çin’in kısa sürede büyük bir ekonomik hamle gerçekleştirmesine yol açtı. Ancak bu durum, Çin halkının ağır bir komünist baskı altında, düşük ücretlerle ve zorlu şartlarda çalışmasıyla gerçekleşti. ABD, bu durumu Çin’e verilen bir taviz olarak değerlendirse de, aslında kendi firmaları da bu süreçten büyük kârlar elde etti. Amerikan halkı da yıllarca Çin’den gelen ucuz ürünlerle ihtiyaçlarını karşıladı. Dolayısıyla bu ticaret anlaşması, Trump’ın söylediği gibi tek taraflı bir kazanç değildi.
Nixon politikalarının Çin’in bu kadar hızlı ilerleyebileceğini tahmin etmediği, hatta Çin’in sadece düşük teknoloji........
© Yeni Asya
