Bitkilerin dili İbni Baytar -1
Müslüman ilim adamlarının yaptıkları araştırmalar ve yazdıkları eserlerle çeşitli ilim dallarında asırlar boyu sürecek bir aydınlanma döneminden sonra, İngiliz yazar R.V.C. Bodley’in “Rönesans’ı İslâmiyet’e borçluyuz” itirafıyla, Avrupa’da ilim ve sanatın gelişmesine öncülük etmişlerdir. Tıp alanında da Avrupa’ya rehberlik yapan, Endülüs İslâm medeniyetinin yetiştirdiği hekimler, sayısız öğrenciler yetiştirerek Avrupa’da sağlıklı bir toplumun gelişmesine kaynak ve destek sağladılar. O devirde bir hekim, aynı zamanda kendi eczacısıydı. Bu çalışma şekli beraberinde birçok zorluğu taşıyordu. Sağlık hizmetlerinin daha pratik ve güvenilir halde yürütülebilmesi için, ilâçların hazırlanmasında uzmanlaşacak eczacıların yetiştirilmesi önemli bir ilerleme olacaktı.
Bu düşünceler ışığında eczacılık çalışmalarını hızlandıran, asıl adı Ziyaeddin Ebu Muhammed Abdullah ibni Ahmed olan ve daha çok babasının mesleğinden dolayı İbni Baytar künyesiyle tanınan İbni Baytar (Ö.1248 Şam) Yunancayı iyi derecede öğrenerek Discurides ve Galen’in eserleri ile, Müslüman hekimlerin araştırmaları yanında, kendi buluşlarıyla sentezleyerek ilâç dünyasına o güne kadar bilinmeyen 1500 kadar bitkiyi tedavi alanına kazandırdı. Bu araştırmalar için Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Anadolu ile birlikte Yunanistan’ın dağ ve ovalarını yorulmayan bir azimle dolaştı. Bu seyahatlerini Eyyubî Devletinin himayesine girerek sağlanan güvencelerle, bazı talebeleri ile birlikte gerçekleştirdi. Bu arayışın değerli bir meyvesi olarak “el-Cami’ fi Müfredâti’l-Edviye ve’l-Ağdiye” başlıklı dört ciltten........
© Yeni Asya
