menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Ben”i sigaya çektim

8 0
13.02.2025

Bu gece, bir İlâhî mevhibe.

Âlemlerin Rabbinin

mağfiret sofrası, bu gece.

“İste!” diyor, iste… “Ne istersen vereyim.”

Cenab-ı Hak rahmet ve merhamet kapısını ardına kadar açıp, “Ne istersen vereyim” diyor, ama bu fakir, buna lâyık mı acaba? Hayat defterini ele almak gerekmez mi? Bunun içindir ki bu gece, ben, evvelâ nefsimden başlayarak ömür sayfalarımı evire çevire, hayatımın icmalini gözden geçirmek, noksanlarımı tezekkür etmek istedim:

Hâlık-ı Rahîm’in halk ettiği, istifademize sunduğu bunca rızkı; saymayı hayal bile edemeyeceğimiz çokluktaki bunca nimetleri yiyip içip, kullanıp da şükründen âciz olduğum bir hakikat.

Bizi, “biz” edecek; bizi doğru yola sevk edecek emirlerine rağmen, gaflet edip, vecibelerimi olması gerektiği gibi yapamadığım, O’na âyân.

Ne nefsimin ne de neslimin selâmeti için, onlara, lâyık-ı veçhile zaman ayırmadığım, emek vermediğim sır değil. Şikemperver karnımı çatlayıncaya kadar doyurup, komşuma; garibe gurabaya, fakire fukaraya şöyle bir dönüp bakmadığımın bedelini gün gelip ödeyeceğimi biliyorum.

Günde kırk defa, huzurunda el bağlayıp, Allah’ım! “Bizi doğru yola ilet”1 dediğim hâlde ihtirasım, nefisim ve şeytanımın iğvâsıyla bir türlü eğri yoldan el etek........

© Yeni Asya