menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şüphe ile aklın kaybı

9 0
22.07.2025

Gözünün gördüğüne, kulağının duyduğuna değil, yalnızca “gerçeğin arkasındaki gerçeğe” inanmak.

İmam Gazalî, el-Munkız mine’d-Dalâl eserinde bilginin sağlam temeller üzerine inşa edilmediği her durumda insanın dalâlete düşeceğini, yani hem aklî, hem kalbî olarak sapabileceğini söyler. Gazalî’ye göre şüphe, gerekli bir geçiş sürecidir, ama orada kalındığında kişi artık sıhhatli düşünemez, sadece kurar, kurgular, kurmaca yapar.

Günümüzde bu çok yaygın. Şüphe artık araç değil, âdeta inancın kendisi olmuş durumda.

Yakın tarihte komplo teorisi şeklinde sunulan bazı şeylerin doğru çıkması, her komplo teorisinin doğru olduğu anlamına gelmez. Daha da önemlisi, hiçbir şeyin yüzeyde göründüğü gibi olmadığını düşünmek, her şeyin bilinçli şekilde kurgulandığına inanmakla sonuçlandığında artık bir epistemolojik sapmaya dönüşür. Bu tür bir şüphecilik, hakikati aramayı değil, ondan korunmayı amaçlar. Ve sonunda kişi, Gazalî’nin de uyardığı gibi, artık sadece kendi zanlarının kölesi haline gelir.

Suriye örneği bu konuda dramatik bir vaka sunuyor. Kendi ülkesinin yarısını başka ülkelere kaçmaya zorlayan ve 5 milyon........

© Yeni Asya