Kaos öncesi
Bölge halkı Filistin yanlısı olsa da, hükümetler her zaman kendi çıkarlarını ve varlıklarını sürdürmeyi önceledi. Örneğin, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan ve Ürdün, güvenliklerine en uygun olanı neyse ona göre İsrail’le ilişkilerini dizayn etti. Kararları öncelikle iç iktidarlarını koruma ihtiyacıyla şekillendi.
Ancak Trump’ın son dönemde Gazze’yi ABD kontrolüne alıp Gazze halkını bölgeye dağıtarak soykırım çağrısı, artık Filistin meselesi üzerine ABD’nin Arap rejimleri ile sembolik müzakereler yapmasına bile izin vermiyor. Mısır ve Ürdün için böyle bir hamle, bir mültecî krizinden öte bir beka tehdidi anlamına geliyor. Onlar için milyonlarca Filistinliyi kabul etmek, rejim intiharına eşdeğer. Müttefiklerinizden birçok şey isteyebilirsiniz, ama kendi boğazlarını kesmelerini talep edemezsiniz.
ABD, artık Filistinlilerin ulusal bir grup olarak yok edilmesini açıkça destekliyor ve soykırımı çatışmanın çözümü olarak benimsiyor. Bu, geçmişteki diplomatik dilin tamamen terk edildiğini gösteren dramatik bir değişim. Biden yönetimi bile nüfus transferi fikirlerini “geçici” olarak çerçevelemeye özen gösterirken, Trump’ın açık sözlülüğü farklı yorumlara........
© Yeni Asya
