Dönüm noktası
Siyonizm insanın dünyadaki güç elde etme duygusunu gerçekten serbest bırakabilmek için tarihin kutsallığını yitirmesini (dinî ve metafizik anlamlarını yitirmesini) ve genel bir sekülerleşmeyi gerektiriyordu.”
Bu tanım aslında Said Nursî’nin “İkinci Avrupa” tasnifiyle örtüşmekte. Bu fikir altyapısına sahip olanlar objektif ahlâkın varlığını reddederler. Gücün ve iradenin, doğru ve yanlışın ötesinde tutulduğu bir ideoloji, ahlâkî sorumluluklardan kopar ve sadece kendi vizyonunu gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapar. Bu zihniyete göre, amaçları gerçekleştirmek ve güçlü olmak için soykırım yapmak, sadaka vermek kadar temizdir.
Her ne kadar bu zihniyet, toplumların çoğunluğu tarafından benimsenmesi zor bir yaklaşım gibi görünse de, birçok insan farkında olmadan buna hizmet etmektedir. Ekonomik refah arayışının ve hazcılığın ahlâkî bir yaşamın önüne geçtiği, etrafımıza çizdiğimiz tüm sınırların ortadan kaldırılması gerektiğini savunan, “geleneksel”i “geri kalmış” ile eş tutan ve bu yaşam biçimini “liberal” bir özgürlük olarak pazarlayan bir dönemde yaşıyoruz. Bu çağın bireyleri, öncelikli amaçlarını maddi........
© Yeni Asya
visit website