Türkiye Türkiye’den büyük mü?
İdamla yargılandığı Divan-ı Harb-i Örfî’deki beraatinden sonra çıktığı Şark seyahatinde, zahiren tüm şartların hem kendisinin, hem de İslâm âleminin aleyhinde cereyan ettiği bir konjonktürde, bir medeniyet projesi olan medresesinin planlarını yaptığı Şeyh San’an tepesinde “İslâm parça parça olmuş” diyerek, “Şaşarım senin ümidine!”diyerek kendisiyle dalga geçen Rus polisine ”Ben de şaşarım senin aklına!” diyebilecek Bediüzzamanlar…
Parçalanmaya namzet Osmanlı coğrafyasının nasıl bir karanlığa sürüklendiğini gördüğü, cehalet ve atalete mahkûm olmuş İslâm âleminden yükselen çaresizlik feryatlarını işittiği halde gözlerini asırlar ötesine dikerek müjdelerini sıralayan Bediüzzaman’ın vizyonuna muhtacız, fikirleri elimizde olmasına rağmen. Kaybedilen Balkan Savaşları sonrasında “Büyük bir felâket yaklaşıyor” diyerek Birinci Cihan Harbi’ni talebelerine haber veren ve onları savaşa hazırlayan, ulema elbisesiyle birlikte İslâm mücahitliği giysisini de üzerine geçirerek bir kahramanlık destanı yazan Bediüzzaman’ın vatansever aksiyonerliği ile birlikte bilgeliğine, ferasetine ve basiretine de muhtacız; tüm ipuçları Risale-i Nur’la önümüze sunulduğu halde.
İslâm’ın kabiliyetli çocuğu Hindistan’ı, İslâm’ın zeki oğlu Mısır’ı,........
© Yeni Asya
