menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Çocuğum dershanede kalmak istemiyor” (3)

10 1
21.08.2025

Sanki başka derdi yokmuş gibi, başkalarının derdine ağlayan bir Bediüzzaman, benim tanıdığım. Eskişehir hapishanesinin karşısındaki lise mektebindeki kızların gülerek raksedişlerine şahit olduktan sonra imanı tehlikede olan nesillerin muhtemel geleceğini düşünerek ağlayan, “Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım” diyebilen bir Bediüzzaman, benim bildiğim. “Her adam, eğer Alman ve İngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa ve aklı da varsa, o tek dâvâyı kazanmak için bilâtereddüt sarf edecek” diyerek imanı kurtarmanın dünyadaki tüm meşguliyetlerden ve tüm dünyevî hedeflerden önemli olduğunu hatırlatan bir Bediüzzaman, benim öğrendiğim. Malikiyet ve serbestiyet döneminin kapılarını aralayacak vizyonu adalet felsefesiyle, hürriyetçi yaklaşımıyla, asrımıza en uygun usullerle ve nurlu bir dille aktaran bir Bediüzzaman, benim anlayabildiğim.

Vizyoner, aksiyoner, hürriyetçi, ilim erbabı, müşfik, zamanın ruhunu iyi analiz eden, gençleri seven ve gençlerin yanında olan bir Bediüzzaman’ı, bu değerlerin âşığı olan günümüz gençliği ile nasıl tanıştıramayız, Medresetüzzehra’nın öncüsü olarak tasarladığı Nur medreselerinin müdavimi haline nasıl getiremeyiz?

“Seni de üzmek istemiyorum, ama ben dersanede kalmak istemiyorum baba! Bana uygun değil. Kendimi orada mutlu hissetmiyorum.” “Ölem ölem, oy kader!”

Beş-on dakika dahi olsa Risale-i Nur’u okumanın veya dinlemenin adresi olarak belirlediği Nur medreselerinin kurulmasını teşvik eden, dershanelerde Risale-i Nur adına meşgul olanların hakikî talebe-i ulûmun sevaplarına ve........

© Yeni Asya