Dilini kaybeden dinini kaybeder
Dilini kaybeden dinini kaybeder
YÜCEL KAYA
Dil, bir milletin hafızası, kültürü ve inancının taşıyıcısıdır. Nesilden nesile aktarılan kelimeler, sadece birer ses dizimi değil, aynı zamanda geçmişin, kimliğin ve değerlerin taşıyıcısıdır.
Ancak zaman içinde, emperyalist kültürün, özellikle teknolojik gelişmelerin ve küreselleşmenin etkisiyle, diller değişime uğramakta, bazı kelimeler unutulmakta ve yerine yeni kelimeler üretilmektedir. Bu değişim, kuşaklar arasında bir uçurum oluşturmakta ve hatta iletişim kopukluklarına neden olmaktadır.
Sadece Osmanlı döneminde değil; on yıl, yirmi yıl önce yaygın olarak kullanılan kelimeler bile artık günlük konuşmalarda yer almamakta, yerlerine Batı kökenli veya yeni türetilmiş kelimeler gelmektedir.
Örneğin, eskiden "ahlak" denilen kavram artık daha çok "etik" kelimesi ile ifade edilmektedir.
Bir ülkede yaşayan gençler, halkın parasını çalmış ve yolsuzluktan ceza evine atılmış bir ahlaksıza destek vermek amacı ile sokağa dökülebiliyorsa o ülkede “Ahlak” kelimesinin ifade ettiği anlam silinmiş ortadan kalkmış anlamına gelir.
"Mesele" kelimesinin yerini "sorun" almış, "hikmet" kelimesi neredeyse unutulmuş ve yerine "bilgelik" veya "felsefe" gibi terimler kullanılmaya başlanmıştır. Bu değişimler, özellikle yaşlı nesil ile genç nesil arasındaki anlam dünyasını farklılaştırmakta, dolayısıyla kuşaklar arası bir iletişim zorluğu doğurmaktadır.
Son yıllarda gençlerin İslam’dan uzaklaştığı, deist ya da ateist olduğu iddialarının altında yatan gerçek de budur.
Gençler büyüklerimizin kullandığı dili, büyüklerimiz de gençlerin kullandığı dili bilmiyor ya da kullanmıyor.
Dilin değişmesi sadece kelimelerin yer değiştirmesi değildir;........
© Yeni Akit
