Tüketim çılgınlığına karşı İslâmî duruş
Tüketim çılgınlığına karşı İslâmî duruş
SÜLEYMAN GÜLEK
Çağımızın en büyük sorunlarından biri, hiç şüphesiz tüketim çılgınlığıdır. Modern toplumlarda insan, ihtiyaçlarının değil, reklamların yönlendirmesiyle alışveriş yapıyor. “Daha yenisi çıktı”, “kaçırılmayacak fırsat” gibi cümleler, insanların aklını çeliyor.
Sonuçta gereksiz harcamalar, israf ve tatminsizlik hayatın bir parçası hâline geliyor.
Kapitalist düzen, insanı sadece tüketen bir varlık gibi görmekte; ruhunu, ahlâkını ve maneviyatını göz ardı etmektedir.
Oysa İslam, insanın hem bedenine hem de ruhuna hitap eden bir dindir.
Müslümanın hayat ölçüsü; reklamlarda parlayan vitrinler değil, Kur’an’ın ve sünnetin gösterdiği yol olmalıdır.
İslam’da Ölçülü Yaşamak
Kur’an-ı Kerim, insanın dünya nimetlerinden faydalanmasını yasaklamaz.
Ancak bu faydalanma, ölçü ve sorumluluk çerçevesindedir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 7/31) Bu ayet, bize tüketimin sınırını çiziyor: İhtiyaç kadar…
Fazlası ise israf olur. İsraf sadece yiyecek ve içeceklerde değil; zaman, enerji, para ve her türlü nimetin boşa harcanmasında söz konusudur. İslam’ın öğrettiği hayat, dengeli bir hayattır. Müslüman, harcamalarını yaparken yalnızca kendi arzusunu değil; helal-haram ölçüsünü, ümmetin ihtiyacını ve Allah’ın rızasını da gözetmelidir.
Tüketimin Kulu Değil, Allah’ın Kulu Olmak
Modern dünyanın en tehlikeli yanılgılarından biri, insanın değerini sahip olduklarıyla ölçmesidir. Daha yeni bir telefon, daha marka bir kıyafet, daha lüks bir araba… İnsan, kendisini tükettiği........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon