Bu son Ramazanımız olabilir mi?
Bu son Ramazanımız olabilir mi?
NUSRET REŞBER
Bu köşede defaatle yazdım, yine yazmadan geçemeyeceğim.
Özellikle Ramazan ayı gibi senede bir kere tekrar misafir ettiğimiz belli gün ve aylar, bana bunu hatırlatıyor, ben de bunu sizinle paylaşma ihtiyacı hissediyorum.
Geçen Pazar, mesai arkadaşlarımızdan Mehmet ve Süleyman Köselioğlu’nun babaları ve Akit Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Karahasanoğlu’nun da kayınbabası Ahmet amcayı ebedi âleme tevdi ettik. Allah rahmetiyle muamele eylesin.
Cenaze namazında arkadaşlarla, gıyabında şunu konuştuk, “Hasta haliyle bayram namazına iştirak etmişti, bayramlaştık ama şimdi aramızdan ayrılıyor…”
Evet, her doğan, vakti geldiğinde aramızdan ayrılıyor.
Her ayrılan da öncesinde mutlaka, bizim, gidenlerin gıyabında konuştuğumuz gibi düşünüyor ve konuşuyordur. Bizim de ayrılma vaktimiz, vadesi dolduğunda gelecek; bizim de arkamızdan “gitti” diye konuşulacak. Ama hayır, ama şer bilmiyoruz!
Tek bildiğimiz, “geçen Ramazan, önceki bayram aramızdaydı ve bugün artık yok…” denileceğidir.
Ve madem efendimiz, “Namaz kıldığında son namazınmış gibi kıl…” buyurmuş.
Aynı şey ramazan ayı için de geçerli.
Nasip olursa yarın gece bu seneki ramazanımıza merhaba deyip, ilk teravihlerimizle gecelerimizi süsleyecek, sonra da ilk sahurumuzu yapacağız.
Dolayısıyla bu ramazanı son ramazanımızmış gibi idrak etmeli, anlamalıyız!
Hatasız kul yoktur; hatalarımızın affına vesile yapmalıyız.
Zira Allah Rasûlü (s.a.s.), “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu........© Yeni Akit
