“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap…”dan katil olmaya!
“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap…”dan katil olmaya!
NUSRET REŞBER
Her gün dünyanın sonuna doğru adım adım ilerliyoruz.
Bilinçte, inançta, gündelik hayata aksettirmede her gün bir sona yaklaşıyoruz.
Anne babaların, ailelerin eskide hayattan ve gelecekleri olan çocuklarından beklentileri bizden çok farklıydı. Geri dönüşümleri de daha güzel netice veriyordu.
Bugünkü emniyet/güvenlik birimleri, çeşitli tedbirler yoktu. Ama onlar daha güvendeydi. Daha huzurlu ve rahatlardı.
Bugün, her şeye rağmen hâlâ liseye kadar çocuklarımız, anne baba kontrolünde okula gidip geliyor.
En yakın akrabalara bile çocuklar teslim edilemiyor.
Her taraf mayın tarlasına dönüşmüş. Şehir ve ilçelerin cadde-sokakları, köyler hatta evlerimiz birer mayın yeri.
Eskide çocuklar sorumlulukta, akıllılıkta bugünküsünden çok daha ilerideydi.
Verilen bilgi ve görevi yerinde ve zamanında elde edip, yerli yerinde kullanma kabiliyetine sahiplerdi; bugün, gerekli gereksiz bütün bilgiler çocukların önünde ve belleklerinde ama hangi bilgiyi nasıl kullanacağına bakmadan bilgi sarhoşluğuyla kafaları allak bullak…
Dünün çocuklarına korkmadan bir görev verilebiliyordu ve onu başarıyla tamamlayabiliyorlardı. Bugün öyle değil. Ne ebeveynler çocuklarına bir görev verebiliyor, güvenebiliyor ne de çocuklar o yetenekte, o istek ve duyarlılıkta.
Hz. İsmail, çocuk yaşında.. Babası ilahi bir sınavın gereği olarak, “İbrahim ona, ‘Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?” dediğinde “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” diyebiliyor. (Saffât 37/102)
Bugün anne babalar kıtır kıtır doğranıyor!
Çünkü o günkü insanlar da evlatlarına karşı bugünkü gibi davranmıyordu.
Peygamberler,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d
Gina Simmons Schneider Ph.d