O çukurun önünde
O çukurun önünde
LATİF ERDOĞAN
O çukur, hepimizin dünyaya ait son durağı kabirdir. Okuyacaklarınız bir gün gerçekleşeceği kesin olan kendi kabrimin hayali ziyaretinin bana düşündürdükleri…
Dünya dedikleri bir gölgeliktir, der, Koca Yunus. Bütün hayat felsefesini tek satıra sığdıran cevamiül kelim Efendimizin şu hadisini nazma döker: “Benim dünya ile ne alakam var? Ancak bir yolcu gibiyim, yolu üzerindeki bir ağacın altında gölgelendi ve orayı terk etti…”
Biz ona mesafeli dursak da ölüm bize çok yakındır. Çat kapı gelecek kadar yakın. Biz onunla başkalarının üzerinden tanış olsak da o bizim fani yanımızla daha ana rahmine düştüğümüz andan itibaren tanıştır.
Biz dakikaları, saatleri, günleri, haftaları, ayları, yılları sayar, bekleriz. Onun zamanla ilgisi ise sadece bir “an” dan ibarettir. Beklemez, gelir ve götürür.
Ölüm, bu ölümlü dünyada ölmez, biz ölürüz. Ebedi hayata geçildiğinde ise, biz yaşarız o ölür. Hadiste, ölüm koç şeklinde getirilir ve kurban edilir, buyrulur. Sonra da ahiret sakinlerine artık ebediyet, denilir. Bu haber cennetlikleri ne derece sevindirirse cehennemlikleri de o derece üzer, ümitsiz eder.
Yüce Kitabımızda: “Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyamet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki dünya........
© Yeni Akit
