menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gazze de modern çağın en kanlı düzenine karşı Bir Avuç İmanın Dünyayı Sarsan Direnişi

7 15
20.10.2025

Gazze de modern çağın en kanlı düzenine karşı Bir Avuç İmanın Dünyayı Sarsan Direnişi

Hüseyin Demir

Dünya, yıllardır tankların gölgesinde kanayan küçücük bir coğrafyayı sadece haritalarda aradı; adını bile doğru telaffuz edemeyenler vardı. Oysa Gazze, bir yer ismi olmaktan çıktı, çağın en büyük imtihanına, en derin aynasına dönüştü. Bir avuç mümin, mermilerin arasından yalnız yaralı çocuklarını değil, insanlığın vicdanını da çekip kaldırdı. Onlar, kimsenin tahmin etmediği şekilde, modern çağın en kanlı düzenine karşı yalnızca iman gücüyle dikildiler. Bu direniş, artık bedenleri aşan bir hakikatin dili oldu: İman, toprağa değil, ruha yaslanır; sayı değil, safiyet ister.

Zalim ordular, atom çağının mühendisliğini ellerinde tutarken, bu çocuklar taşlara imanlarını sardılar. Onlar, yalnızca direnmediler; zulmün damarlarında çatlak oluşturacak büyük bir yankı bıraktılar. Bu yankı, New York’un gökdelenlerinde de duyuldu, Buenos Aires’in varoşlarında da, Nijerya’nın köylerinde de. Anadolu’nun en ücra köşesindeki mezralarında da. Gazze’nin çocukları, modern dünyanın vicdanına öyle bir soru sordu ki, milyonlarca insan o sorunun ardından kendini yeniden inşa etmeye başladı.

Silahlar Kibirle Konuştu, Kalpler İmanla Cevap Verdi

İnsanoğlu uzun zamandır kendini çelikten yapılmış ordularla, uydularla, bombalarla tarif ediyordu. Güç, ateş ve korku ile ölçülüyordu. Fakat Gazze, bu ölçüyü kökünden kırdı. Necip Fazıl’ın yıllar önce “ruh ölürse beden mezar taşına dönüşür” diye haykırdığı gerçeği, bugün kanlı bir coğrafyada yeniden vücut buldu. Gazze’nin enkazlarında bedenler düştü ama ruh, gökleri aşarak milyonların yüreğine aktı. Yeryüzünde belki ilk kez, öldürülenler öldürenlerden daha diri göründü.

Bombalar, evleri yıktı; iman ise harf harf yükseldi. O çocukların ve anaların sabrı, sadece sabır değildi. O, yüzyıllardır unutulan bir hakikatin bedene bürünmüş dirilişiydi. Karakoç’un diriliş teorisinde vurguladığı gibi, “Hakikat toprağa gömülmez, oradan filiz verir.” Filiz verdi; hem de betonların, duvarların, ambargoların arasından.

Çünkü iman, haritaların çizdiği sınırlardan değil, hakikatin açtığı ufuklardan yürür. Çünkü iman, matematikle hesaplanmaz; suyu olmayan toprakta........

© Yeni Akit