7 Haziran 1099’da haçlıların Kudüs kuşatması ve katliamı
7 Haziran 1099’da haçlıların Kudüs kuşatması ve katliamı
Halit Kanak
Malazgirt’te Bizans’ı dize getiren Sultân Alparslan, amcasının oğlu Süleyman Şâh’ı tam yetkiyle donatarak Anadolu’nun Fethi emrini verdikten hemen sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şâh Başkumandan olarak Türk Ordusunun başında Anadolu’ya girdi.
Kendisini karşılamak üzere Mikhail Dukas’ın büyük bir orduyla gönderdiği iki kardeş Prens İsaakios Komnenos ve Aleksius Komnenos’u küçük Malazgirt diye adlandırılan savaşta Kayseri önlerinde fena şekilde dağıtttığı gibi Bizans Prenslerden İsaakios’u esir aldı.
Sonra da emrindeki Artuk Bey, Gümüştekin Bey, Çaka Bey gibi gözüpek komutanlarla Anadolu’yu bir baştan bir başa fethetti. Bunun üzerine büyük Türk Hâkânı Sultân Melikşâh’ta, Anadolu Hükümdarı sıfatını Süleyman Şâh’a veren fermânı (kararnâmeyi) imzaladı. Böylece ölümsüz “Türkiye Devleti” kurulmuş oldu.
Fakat bununla yetinmeyen Süleyman Şâh sorumluluk alanı dışına çıkarak Halep üzerine yürüyünce karşısına bölgenin hâkimi Tutuş Bey çıktı. Tutuş Bey aynı zamanda büyük Hâkan Melikşâh’ın kardeşiydi. Halep önlerinde 4 Haziran 1086 perşembe günü Ayn Seylem’de yapılan Selçukoğullarının kardeş savaşını Tutuş kazandı. Anadolu fâtih’i Süleyman Şâh bu savaşta muharebe meydanında kaldı.
Süleyman Şâh’ın savaşta ölmesi herkesi hüsrana uğratmış ve şaşkına çevirmişti. Yine işi çözmek bu olaya çok üzülen Melikşâh’a düştü. Önce Haleb’e Aksungur Bey’i atayarak direkt kendine bağladı. Sonra öz kardeşi Tutuş’u cezalandırmak üzere bizzat Halep önlerine geldi.
Sultân Alparslan’ın iki oğlu Melikşâh ile Tutuş vuruşmak üzere iken Tutuş, “Gâlip gelsem de ben küçük düşerim, her dâim gölgesine sığındığım Ağabeyime kılıç çekmem” dedi Şam’a çekildi. Sultân Melikşâh bu itaatinden dolayı Tutuş’u takip etmedi.
Ayrıca Süleyman Şâh’ın çocuklarını aldı özel olarak yetiştirmek üzere Büyük Selçuklu Devleti’nin başkenti İsfahân’a götürdü. Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti İznik’te, Süleyman Şâh’ın yerine geçecek olan büyük oğlu Kılıçarslan İsfahân Sarayında yetiştirilene kadar, Süleyman Şâh’ın kardeşi Melik Davut’u vekâleten Anadolu Selçuklu Devleti’nin başına geçirdi. (Gerçek yönetici Süleyman Şâh’ın Başkomutanı Ebûlkasım Bey’di.)
6.5 yıl sonra Sultân Melikşâh 37 yaşında haşhaşiler tarafından Bağdat’ta zehirlenerek şehit edilince, tarihte 1. Kılıçarslan olarak anılacak Süleyman Şâh’ın oğlu Sultân Kılıçarslan önce Melikşâh’ın yerine geçen Sultân Berkyaruk’tan izin aldı. Sonra da kardeşiyle birlikte İznik’e geldi Anadolu Selçuklu Devleti tahtına oturdu. Ancak; ilelebet payidar kalacak “Türkiye Devleti” üzerine ardı arkası kesilmeyen “Haçlı Seferleri” başlamak üzereydi. (Hâlen aralıksız devam etmektedir.)
Papa II. Urbanus çok paniklemişti. Selçukoğulları Roma-Vatikan kapısına dayanmadan Anadolu topraklarından kopartılıp geldikleri yere, Asya Bozkırlarına geri gönderilmelerinin şart olduğunu düşünüyordu. Bizans İmparatoru 1. Aleksios’un’da yardım istemesini fırsat bilerek 18-28 Kasım 1095 tarihinde Fransız olmasından dolayı Fransa’nın Clermont-Ferrand şehrinde bir Konsil topladı.
Toplantıya; Papa’nın Şansölyesi Joannes Gattellus, Pisa Başpiskoposu Dagobert, Santa Sabina Kardinal Rahibi Albertus, Papalık elçisi ve Bordeaux Başpiskoposu Amatus, Toledo Başpiskoposu ve İspanya elçisi Bernard de Sedirac, Porto Kardinal Piskoposu Joannes gibi isimlerin yanısıra 300 din adamı katıldı.
II. Urbanus Konsey toplantısının sonunda, binlerce kişiye bir konuşma yaptı. Hedefinde,........
© Yeni Akit
