menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

30 Ocak 1913, Hasan Rıza Paşa’nın şehâdeti ve İşkodra’nın düşmesi

31 1
01.02.2025

30 Ocak 1913, Hasan Rıza Paşa’nın şehâdeti ve İşkodra’nın düşmesi

Halit Kanak

Balkan Savaşlarının patlamasından hemen önce Hâriciye Nâzırı (Dışişleri Bakanı) Mustafa Âsım Bey 15 Temmuz 1912 tarihinde Meclis-i Mebûsan’da yaptığı konuşmada “Balkanlar’dan imânım kadar eminim” demek sûretiyle herkesi inandırmıştı. 30 Eylül 1911’de Sofya Büyükelçiliğinden gelerek Dışişleri Bakanı olması inandırıcılığında etkin olmuştu. Bu konuşmadan 7 gün sonra Mustafa Âsım Bey 22 Temmuz 1912’de Mehmet Said Paşa Kabinesinin istifasıyla aynı kabinede olması sebebiyle görevi bıraktı.

Bu kabinenin yerine yine kısa süreliğine Gâzi Ahmet Muhtar Paşa kabinesi kuruldu. Mustafa Âsım’ın yerine bu kez de Ermeni Gabriyel Noradunkyan Hâriciye Nâzırlığına getirildi. İki ay sonra çıkan Balkan Savaşı’nın diplomatik cephesini yöneten bu şahıstı. 29 Ekim 1912'de kurulan Kâmil Paşa Hükûmetinde de aynı görevde kalmıştır.(Daha sonra Lozan’da Ermenistan adına masaya oturacaktır.)

İşte bu Gabriel Efendi Rusya’nın; Balkanlar’da savaşa asla müsâde etmeyeceği yalanıyla verdiği sözde teminata, Bâb-ı Âli’yi bu teminatın kesin olduğunu söyleyerek inandırdığı gibi, işin kötüsü aynı kabinede görev yapan Harbiye Nâzırı Nâzım Paşa’yı da inandırmıştı. Ve beklenen oldu bu teminata güvenilerek Balkanlar’da ki en iyi 120 tabur asker terhis edildi.

Yetmedi bu kez de Sırpların Avrupa’dan sipariş ettiği son model topları Avusturya-Macaristan’ın izin vermemesi üzerine başka yol olmadığından Selânik üzerinden getirmek istemesine, kısa bir süre sonra biz Türklere ateş kusacağını bile bile bu silahları Bâb-ı Âli yine büyük bir vurdumduymazlıkla hatta gaflet ve hiyânetle önce Türk toprağı Selânik Limanına indirtmiş, sonrada tren yoluyla yine Türk toprakları içerisinden Belgrad’a nakledilmesine göz yummuştu.

Hâlbuki cümle Cihân biliyordu ki, Bulgaristan 13 Mart 1912’de Sırbistan’la, 76 gün sonra da Yunanistan’la Osmanlı-Türk Devletine karşı bir anlaşma yaparak aralarında ittifak sağlamışlar, çok geçmeden bu ittifaka Karadağ Prensliği de dâhil olmuştu.

Nihayet 8 Ekim 1912’de önce Karadağ, ardından 18 Ekim’de Bulgaristan ve Sırbistan, kısa süre sonrada Yunanistan bize savaş açtılar. Harbiye Nâzırı ve Başkomutan Vekili Nâzım Paşa ayakları yere basmayan bir beyânatla 15 günde Sofya’ya gireceklerini söyleyince hemen büyük devletlerden karşı açıklama geldi. Hepsinin ortak düşüncesini Fransa Başbakanı Raymond Poincare; savaşın sonu ne olursa olsun, hangi taraf kazanırsa kazansın, hiçbir toprak değişikliğine râzı olmayacakları şeklinde açıkladı. (Bu açıklama ola ki Türkiye gâlip gelir endişesiyle yapılmıştı. Türkiye kaybedince Balkanlar elimizden alınacaktır.)

Bulgaristan’a karşı 5 kolordunun birleşmesiyle kurulan Şark Ordusunun başına Abdullah Paşa, Edirne’de bulunan müstahkem birliklerin başına Şükrü Paşa, Sırbistan’a karşı Makedonya’yı savunmak için kurulan Garb Ordusunun başına da Ali Rıza Paşa getirildi. Yunanistan’a karşı Selânik’te tam donanımlı bir kolordu bırakılmış, Jandarma paşası Tahsin Paşa’nın emrine havâle edilmişti. (Bu paşa Selâniği tek kurşun atmadan teslim edecektir.)

Karadağ’a karşı savaşacak kuvvetler ise Arnavutluk’un kuzeyinde, Karadağ başkenti Potgoritsa’ya 59 km. Arnavutluk başkenti Tiran’a 95 km. mesafedeki İşkodra Kalesinde........

© Yeni Akit