menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

1 Kasım 1911… Tarihte ilk hava taarruzu destansı Libya savunmasında bize yapıldı

18 0
01.11.2025

1 Kasım 1911… Tarihte ilk hava taarruzu destansı Libya savunmasında bize yapıldı

Halit Kanak

17 Ekim 1882’de doğan 29 yaşındaki İtalyan teğmen Giulio Gavotti İtalya hükümetinin aldığı Libya’yı işgâl kararından sonra işgâl kuvvetlerinde görevlendirilerek Libya’ya sevk edilmişti.

Sevk kararını; 31 Mart 1910’dan beri Başbakanlık görevini yürüten Luigi Luzzatti’den 30 Mart 1911 tarihinde görevi devralan Giovanni Giolitti vermişti. İtalyanların Libya’yı İşgâl girişimi başlamış, İtalya ordusu Enver Paşa’nın bizzat verdiği cehennemî direniş karşısında sahile çakılıp kalmıştı.

İşgâlin bir an önce tamamlanması için bütün argümanların sahaya inmesini isteyen İtalya Başbakanı Giolitti, Türk savunma sistemlerinin yerlerini tesbit etmek, durumları hakkında bilgi toplamak amacıyla, Yüzbaşı Carlo Maria Piazza komutasında 2 Etrich Taube, 3 Nieuport, 2 Farman ve 2 Bleriot XI tipi uçak olmak üzere toplam dokuz adet uçağı cepheye sürdü.

Böylece 15 Ekim 1911'de dokuz adet İtalyan "Uzman Tabur" uçağı 11 pilotla Libya'ya gönderilmiş oldu. 24 Ekim'de İtalyan yüzbaşı pilot Riccardo Moizo Trablus'ta bir keşif uçuşu gerçekleştirdi. Bu bir uçakla yapılan ilk stratejik keşifti. İkinci keşiflerinde Türk keskin nişancılar tarafından vurulan İtalya uçağı düştü.

Subaylarımızın başında hatıra fotoğrafı çektirdiği düşen uçağın intikamını almak üzere 1 Kasım 1911’de Teğmen Giulio Gavotti, sıralı dört silindirli sıvı soğutmalı güç üniteleriyle çalıştırılan “Etrich Taube” tipi uçakla Trablusgarp yakınlarında ki Ain Zara ve Tacura’da ki Osmanlı-Türk mevzilerine 600 fit (yaklaşık 185 metre) yükseklikten dört adet 2 kg'lık bomba atacaktı. Bombaların etkisini artırmak için 3 bombayı birbirine vidalayarak deri bir keseye koydu Ain Zara’ya attı. Diğer tekinide Tacura’ya fırlattı tarihte ilk kez uçakla hava bombardımanı gerçekleştirilmiş oldu.

8 Kasım'da Ayn Zara'daki Kızılay bayrağı bulunan hastane binasına düşen bomba, Bâb-ı Âli’nin saldırıyı dünya kamuoyunda protesto etmesine sebep oldu.

Bâb-ı Âli, 1899’da Lahey Sözleşmesi ile balonlardan bomba atılmasının yasaklandığını bildirse de, İtalya bu yasağın uçakları kapsamadığını ileri sürerek kendilerini bağlamadığını savundu. Uçuşlar ve bombalamalar devam etti. Bu arada yerden tüfekli atışlarla iki uçak daha düşürüldüğü gibi, tarihte ilk defa yardımcı pilot yerden açılan atışla öldürülmüştü.

Bunda Enver Paşa’nın; askerlere sırt üstü yatarak nişan alma taktiği ile ateş etme usûlünü öğretmesi etkili oldu. Bir tepe üzerine yerleştirdiği top kundağı İle de dikey atış yapma taktiği veren Enver Paşa’nın bu taktiği, uçaklar üzerinde etkili olmuştur. (Bu taktik I. Dünya Savaşı süresince de uygulanacaktır.)

Ayrıca Enver Paşa’nın dâhiyâne tedbirleri ile bu direniş 20 yıl boyunca sürecektir.

HATIRLAYALIM.. ENVER PAŞA NE YAPMIŞTI?

İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından kendisine Libya sözü verilen İtalya; Trablusgarb ve Bingâzi'nin terkedilmesini istediği notayı 23 Eylül 1911'de Sadrâzâm İbrahim Hakkı Paşa'ya göndermiş, cevap gecikincede 28 Eylül'de 24 saat içinde cevaplandırılmak üzere ikinci nota'yı vermiş, Bâb-ı Âli'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterildiği takdirde İtalya'ya daha fazla ticâri ve siyasî imtiyazlar verileceğini bildiren cevap gelmesine rağmen İtalya 29 Eylül 1911’de Türkiye'ye savaş ilân etmişti.

Aynı gün Trablusgarb'ı gün boyunca denizden bombalaması önceden yapılan hazırlığı ortaya koymuştu. Ardından sadece üç bölük askerimizin koruduğu Trablusgarb'a akşam üzeri kolayca çıkarma yaptı. Çünkü Yemen isyanı çıkınca buradaki tümen oraya sevkedilmişti. Koca Libya’da sadece 5.200 Türk askeri kalmıştı.

İşgâl ülkede büyük bir infiâle yol açmış, Sadrâzâm Hakkı Paşa 30 Eylül’de istifa etmişti. Yerine Said Paşa atansa da bu işgâl karşısında kim neyi nasıl yapacağını bilmiyordu. Bu kritik ortamda Berlin'de Askerî Ataşe olarak görev yapan Kurmay Binbaşı Enver Bey (Paşa) vatan savunması refleksi ile derhal İstanbul'a gelerek duruma müdâhil olmuş, Türk Hâkânı ile görüşmüş, Ondan izin aldıktan sonra, yanına Fuat Bey’i (Bulca), amcası Halil Bey’i (Paşa), Ekrem Bey’i, kendi kardeşi Nuri Bey’i (Paşa) alarak gizlice Libya'ya İtalyanlarla savaşmak üzere cephe'ye koşmuştu.

Bir taraftan da sonradan Teşkilât-ı Mahsusa'nın başına geçireceği en güvendiği subaylardan Çerkes Kuşçubaşı Eşref'e haber saldı ve güvendiği subaylarla derhal yola çıkmasını istemişti. Kuşçubaşı Eşref haberi aldığında Hamidiye Alaylarından bir subayla Bitlis, Muş, Van arasında dolaşıyor........

© Yeni Akit