Sarıkamış İhata Harekâtı
Sarıkamış İhata Harekâtı
AYHAN DEMİR
Birinci Dünya Savaşı’nın bir parçası olan Sarıkamış İhata Harekâtı, milli bellekte silinmez izler bırakan bir mücadelenin adıdır. İhata yani kuşatma harekâtı. Bu harekât, Rus kuvvetlerinin arkasına sarkmayı hedef alıyordu. Olmadı. Başaramadık.
Sarıkamış İhata Harekâtı’nın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçti. Yüz onuncu yıldayız. Sarıkamış ilçesindeki anma törenlerine on binlerce insan katıldı, katılıyor. Demek oluyor ki, milletimizin vicdanını, ilk günkü tazeliği ile bugün de kanatıyor.
Bazı kesimler, o dokunaklı mücadeleyi, ideolojik nedenlerden dolayı yok sayıyor; Sarıkamış İhata Harekâtı’nı bir “facia” olarak sunuyorlar. Oysa Sarıkamış İhata Harekâtı, bir dram ya da facia değil, kahramanlık destanıdır. Orada, savaş tarihinde benzeri görülmemiş bir emre itaat yaşanmıştır.
Yıllar boyunca dile getirilen iddialardan biri: Güya, “tek kurşun atmadan, 90 bin Mehmetçik, donarak yoktan yere öldü.” Hal bu ki, harekâta katılan ordumuzun mevcudu bile o kadar değildi.
Birinci Dünya Savaşı’nın hemen başında, Üçüncü Ordu’nun tüm mevcudu 150 bin personeldi. Harekâta 75 bin asker katılmıştı. Sarıkamış’taki kayıp, harp tarihi arşivine göre, 23 bin şehit, 7 bin esir ve 10 bin yaralıdır. Yaralı ve esirleri de ilâve edersek, savaş dışı kalan asker sayımız 40 bini buluyor.
Liman von Sanders Paşa’nın kitabında, toplam asker kaybımız 42 bin olarak ifade edilir. Birçok tarihçi de 50 bin rakamını doğru kabul eder.
Bazıları, rakamlarla, kişi ve kurumlarla ilgili farklı şeyler söylüyor olabilir. Bu, beslenme kaynaklarının farklılıklarından kaynaklanıyor.........
© Yeni Akit
visit website